Cumartesi, Nisan 09, 2011

Türk STK'lar ve Darfur Sorunu

Türkiye'nin Darfur Açılımı


Serhat Orakçı


Dünya Bülteni, Nisan 2010



Son günlerde gerek devlet desteği gerekse de Türk yardım kurumlarının Darfur'da gerçekleştirdiği projelerde artış görülmekte. Bu bağlamda Türkiye ile Darfur arasındaki Osmanlı döneminden kalan kaybolmaya yüz tutmuş bağlar insani yardım çalışmalarının etkisiyle yeniden dirilmekte. Her ne kadar Türk siyaset yapımcıları tarafından Darfur krizinin çözümü yönünde uluslar arası platformlarda şimdiye kadar etkin bir yaklaşım ortaya konmasa da Türkiye insani yardım çalışmaları vasıtasıyla Darfur krizinin yaralarını sarmaya çabalamakta.



Söze başlamadan önce Darfur ile ilgili Türkiye'de yanlış algılanan bazı noktalara değinmekte fayda var sanırım. Öncelikle Darfur bir şehir ismi olmayıp Sudan'ın batısında yer alan, Sahra çölünün doğu uzantısındaki geniş bir bölgeyi işaret etmektedir. Bu geniş bölge kendi içinde batı, güney ve kuzey olmak üzere üç eyalete ayrılmaktadır. Batı Darfur'un başkenti El Cenine, Güney Darfur'un başkenti Niyala ve son olarak Kuzey Darfur'un başkenti El Faşir şehirleridir. 6-7 milyon nüfusa sahip Darfur bölgesi Müslüman olup Hıristiyan nüfus bulunmamaktadır. Arapça'nın yaygın olduğu bölgede çok sayıda kabile yaşamakta olup yönetim eyalet valilikleri üzerinden Hartum'daki merkezi yönetimine bağlıdır. Bölgede ayrıca Birleşmiş Milletlere bağlı ve Afrika Birliğine bağlı barış gücü askerleri bulunmaktadır.



2003 yılından günümüze isyancı gruplar ile Sudan Ulusal Ordusu arasında silahlı çatışmaların devam ettiği Sudan'ın Darfur bölgesinde insanlar çaresizliğin pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Plastik bir pet şişenin bile değer kazandığı yoksul bölgede eğitimden sağlığa her alanda desteğe büyük ihtiyaç var. Darfur'daki insani krize seyirci kalmayan Türkiye'nin de gerek devlet eliyle gerekse de özel yardım kurumları aracılığıyla yaptığı yardımlar her geçen gün artmakta.



Dış kalkınma yardımların "Soft Power" olarak algılandığı ve küresel güçlerin özellikle de Amerika ve AB ülkelerinin dış yardım faaliyetlerini STK'lar üzerinden yönlendirdiği günümüzde STK yardımları giderek önem kazanıyor. Son yıllarda yaptığı dış kalkınma yardımlarında STK'lar ile daha çok işbirliğine giden Türkiye de benzer şekilde hareket ederek ulaşmak istediği bölgelere zaman zaman STK'lar üzerinden ulaşıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Darfur'da yürütülen çalışmalardır. Bu yüzden Darfur Sahra-altı Afrika içerisinde Türkiye'nin ve Türk STK'ların en etkili olduğu yerlerin başında geliyor.



Dünyanın farklı coğrafyalarından çok sayıda uluslar arası kuruluşun faaliyet gösterdiği Darfur aynı zamanda Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının da ilgi odağı. Çok sayıda Türk STK bu bölgede projeler gerçekleştirerek Darfur krizinde yerinden yurdundan olmuş mağdur halka yardım ediyor. TİKA, IHH İnsani Yardım Vakfı, Türk Kızılayı, Kimse Yok mu Derneği, Yardımeli Derneği bunlardan bazıları.



2006 yılında Başbakan Tayip Erdoğan'ın bölgeye yaptığı ziyaret esnasında verdiği hastane sözünü hayata geçirmek için TİKA geçtiğimiz ay kolları sıvadı. Devlet Bakanı Faruk Çelik'in Güney Darfur'un başkenti Niyala'da temelini attığı 170 yataklı bölge hastanesinin yapımı başladı. Gene Niyala'da Türk Kızılayı'nın işlettiği sahra hastanesi bölge halkının yaralarını sarıyor. Yine aynı şehirde Kimse Yok mu Derneği Türk köyü inşa ederek Darfur halkına yardımcı oluyor. Buralara kadar gelen Türk sağlık çalışanları hasta taramaları, ameliyat ve ilaç tedarik ederek ihtiyaç sahiplerine yardımcı oluyorlar. Sağlık koşullarının kötü olduğu bölgede bazen çok basit hastalıklar yüzünden insanlar özellikle de bebek ve çocuklar hayatını kaybedebilmekte. Yokluğun hüküm sürdüğü bu gibi yerlerde Bazen basit bir ilacın dağıtılması bile hayat kurtarabiliyor.



Yüzün üzerinde STK'nın faaliyet gösterdiği Darfur'ın Niyala şehri kısmen istikrar ve güvene kavuşurken Darfur'un diğer iki eyaleti El Cenine ve El Faşir destek bekliyor. Özellikle sıcak çatışmalara sahne olan EL Cenine Sudan'ın en fakir bölgesi. Temel altyapı hizmetlerinin neredeyse hiç olmadığı şehirde mağduriyet her yere sinmiş vaziyette. Kendi kaderine terkedilmiş Çad sınırındaki El Cenine'de 750 bin civarında mülteci yaşıyor.



Ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğu su ve elektrik sıkıntısı yaşanan El Cenine'de TİKA ve IHH İnsani Yardım Vakfı ortaklığıyla geçtiğimiz günlerde hayata geçirilen katarakt projesi kararan umutları yeşertmeyi amaçlıyor. Hastane rehabilitasyonu ve ücretsiz göz ameliyatı hizmeti vermeyi hedefleyen proje çok az STK'nın çalıştığı El Cenine için hayati öneme sahip. Hayata geçirilen proje ile El Cenine halkı ilk kez Türkiye ile tanışırken bölgede su ve eğitim şartlarını düzeltmek adına başka projelerin de derhal hayata geçirilmesi gerekiyor.



Birleşmiş Milletler çatısı altında çalışan UNICEF ve WFP dışında Kızıl Haç ve Help Age gibi kurumların çalıştığı El Cenine 2003'den beri devam eden Darfur krizinin etkilediği yerlerin başında geliyor. Benzer şekilde Darfur'un kuzeydeki El Faşir eyaleti de yardıma ihtiyaç duyan yerlerin başında geliyor.



İngilizleri karşılarına alma pahasına Osmanlı Devletine duydukları bağlılığı ve desteği gösteren Darfur'da siyasi konjonktüre angaje olmadan insani yardım çalışmaları yürüten STK'lar hiç şüphesiz önemli bir boşluğu dolduruyor. Köylerini kasabalarını terk edip mülteci kamplarına sığınmış milyonlarca insan bu tür dış yardımlarla hayatını sürdürüyor. Acil ihtiyaçların giderilmesinin yanında kalıcı projelerin hayata geçirilmesi bölgenin istikrara ve güvenliğe tekrar kavuşması açısından önemli.



Geçen yıl Mart ayında Darfur için Mısır'da toplanan İslam Konferansı Örgütü Darfur'un kalkınması için hedeflediği 2 milyar dolarlık yardımın ancak yarısını toplayabilmişti. Toplantı sonrasında Batı kamuoyunda bunu başarısızlık olarak ve İslam dünyasının Darfur'a ilgisiz kaldığı şeklinde yorumlayan çok sayıda haber yer aldı. Türkiye İKÖ üyesi ülkeler arasında Darfur'a sahip çıkan ülkelerin başında geliyor. Son günlerde Darfur'da başlatılan çalışmalar da bunun en önemli göstergesidir.