AFRIKA’DA DİN
Yazan: Münir İKBAL
GELENEKSEL AFRİKA DİNLERİ
Batili Avrupali gucler tarafindan gecmiste Afrika’nin mikaddesatina karsi saygisizlik yerli Afrika insaninin geleneksel kulturlerini ciddi sekilde etkiledi ve bir cok geleneksel inanclar, sosyal degerler, gelenekler ve ritueller gormezlikten gelindi ya da yokedildi. Avrupali hristiyanligin ve degerlerin girisiyle Afrikali yerli insanlar geleneksel antik ruhi koklerinden koparildi.
Hepsi olmamakla birlikte Geleneksel Afrika dini tek Hakim Yuce Tanri’nin varligini merkeze alir. Bundan dolayi O yerdeki ve gokteki herseyin yaraticisi olarak onlarin kaynaklari da yalnizca O’na aittir. O hasmet ve celalinde mukayese edilemeyecek kadar krallarin uzerinde buyuk bir kraldir. O heryerdedir. O herseye gucu yetendir. O mutlak sonsuz, herseyi goren bilendir. Geleneksel Afrika dininin tanrisi ritual ve etik olarak da Kutsal Tanridir.
Dini inanclarda gunluk hayatta kutsal ve sekuler diye bir ayrim yoktur. Kutsal ve sekuler dunya ayrilmadigi icin hayatta ayrilmamisti. Bu yuzden ibadet etmek icin belirli bir zaman yoktur. Her gun her an ibadet edilebilir. Yazili hicbir inanc yoktu cunku butun inanclar yaslilarin gelenegi vasitasiyla sahislarin kalplerinde sonraki nesillere ulasmisti. Inanc dogmatizm uzerine kurulmustu.
Bir diger onemli unsur da ruhlardir. Ruhlar heryerdedir, agaclarda, nehirlerde, kayalarda. Bu ruhlar Afrika toplumunun ahlaki sahipleri olarak hareket ederler. Onlar suclardan igrenirler. Bu ruhlar geleneksel din adamlari vasitasiyla isteklerini topluma iletirler. Geleneksel din adamlari da dinsel torenler vasitasiyla onlari memnun ederler. Bu dinsel torenler dans, muzik, sanat veya tanriya sarap sunmakla yerine getirilir. Afrikali ruhlar guclerini, ilhamlarini ve hikmeti Tanri’dan alirlar. Semboller de cok onemlidir. Cunku semboller gorunmeyen ruhlarla yasam arasindaki bagi kurarlar. ( African Traditional Religions: A Definition, Idowu E.B., London: SCM Press 1980 s 103 vd)
Tanri icinse Afrikalilar kendi dillerinde cesitli isimler verdiler. Burada birkac ornek verecegiz. Mulungu Kenya-Akamba, Makumba Zambia-Aushi, Si Kamerun-Bamileke, Imana Ruanda-Banyarwonda, Mulungu Malawi-Chewa, Kalunga Angola-Chokwe, Unkulunkulu Guney Afrika Cumhuriyeti- Ndebele ve Zulu. Afrika dinleri hakkinda simdiye kadar kullandigimiz kavramlari batililarin kullandiklari kavramlardan aldigimiz icin biz de onlarin dinlerini ilkel, putperest, fetisist, animist, atalara ibadet edenler, totemistler, tabiata tapanlar gibi kavramlar kullandik. Fakat bunlarin hepsi geleneksel Afrika dininin alimleri tarafindan reddedilmektedir. Kullandiklari kimi kavramlar ve unsurlar Tanrinin yuceligine isaret diye kullanilmaktadir. Gunes ve ay cok degerlidir. Etiyopya’nin Galla insanlarina gore tanri’nin gozudur. Zambia’nin Ila insanlarina gore ise Tanri’nin sonsuzlugunun gostergesi olarak kabul ederler. Bu gunese tapma olarak genellestirilmistir. Son yuzyil Geleneksel Afrika dinleri icin tam bir felaket olmustur. Ozellile Roma Katolik kilisesinin calismalari sebebiyle yuzde doksan oraninda kaybetmislerdir. Angola gibi. Isin garibi tek Tanriya inanan geleneksel Afrika dinlerine mensup insanlar uc tanrili hristiyanlik dinine girince putperestlestiler.
AFRIKA’DA YAHUDILIK
Yahudiler inanc olarak sadece ana tarafindan yahudi olanlari yahudi olarak kabul edip kimlik verirken Afrika’da cok farkli bir politika izliyorlar. Kayip yahudi kabilelerinin bir kisminin Afrika’da oldugunu iddia ediyorlar. Bugun Afrikali yahudilerin atalarinin bu kayip yahudi kabileleri oldugunu iddia ediyorlar. Gana’da, Abayudaya’da (Uganda) cok az Timbuktu’da (Mali), Fas, Tunus, Rusape (Zimbabwe) de Afrikali yahudiler var. Afrika kitasinin guneyinde Zimbabve, Guney Afrika, Zamba, Malvi bolgesinde yasayan Lemba kabilesi mensuplri da Hz Suleyman’in soyundan geldiklerine inanmaktadirlar. Zimbabve’deki Ophir harabelerinin kalintilarinin Zimbabve’ye altin aramak icin gelen Hz. Suleyman’in Sebe Melikesi icin yaptirdigi kalenin kalintilari oldugunu soyluyorlar. Yerel Karongo dilinde insanlar burayi “”Mumbahuru’’ diye adlandirmaktadir. Manasi ‘’buyuk / yuce kadinin evi’’ demek. Lemba kabilesi mensuplari cenaze torenlerinde, Harman festivallerinde soyledikleri Ndinda sarkisinda ‘’Biz Sina’dan geldik’’ demektedir. Fakat bu sina Misrir’daki mi, Yemen’deki mi, yoksa Mozambik’teki Zambezi nehrinin kiyisindaki koy mu? Bu kesin degildir. Domuz eti yemeyen, erkek cocuklarini sunnet ettiren bu kabile Afrika kitasinda yahudi oldugu kabul edilen yerli en buyuk gruplardan biridir.
Guney Afrika Cumhuriyeti’nde ise Afrika kitasindaki en buyuk yahudi nufusu vardir. Su anda 400 binin uzerinde fakat resmi kayitlarda pek gorulmez. Bunlarin cogu Finlandiya ve diger avrupa ulkelerinden gelmislerdir. Ozellikle altin ve elmasin bulunmasindan sonra buraya yerlesmislerdir. Ekonomiyi ellerinde tutmaktadirlar. Bugun Afrika genelinde besyuzbine yakin yahudi bulunmaktadir.
AFRIKA’DA HRISTIYANLIK
Hristiyanlik Roma’nin resmi dini oldiktan sonra Roma’nin girdigi her yere girme imkani buldu. Fakat bu Afrika’da Kuzey afrika ve Kizildeniz cevresi ile sinirli kaldi. Bu donemde Afrika’da iki merkez iskenderiye ve Kartaca Hristiyanlik icin iki onemli merkezdi. Sahra altina hristiyanligin girisi ise 15. yuzyilda Avrupa’dan Incili getiren ilk misyonerlerle baslar. 1415’te Portekizlilerin Barbarey korfezindeki Ceuta’yi almalariyla baslar. 1484’te Kongo’ya 1486’da Umit Burnuna ulastilar. 1490’larda Kongo Krallligi Hristiyan kralligi oldu fakat Benin ve Mutapa’da daha az basariliydilar. Afrika’da Hristiyanligi Roma Katolik Kilisesi, Protestan Kiliseleri ve Afrika Yerli Kiliseleri diyebilecegimiz uc ana grup altinda toplayabiliriz. Son gruptakiler protestanligin Afrikalilasmis versiyonudur. Misyonerler yapmis olduklari nokta atisi calismalari ile Afrika ulkelerinin basina gecen liderler siki birer hristiyandir. Kenya’nin kurucusu Jomo Kenyatta ve ikinci devlet baskani Daniel Arap Moi, Zambia’nin kurucusu Dr. Kenneth Kaunda, Fildisi Sahillerinde Houphouet Boigny, Tanzanya’da Nyere, Malawi’de Dr. Banda gibi.
Papalik 1920’lerde strateji degistirmeye baslamistir. Once kilisenin tarihinde ilk defa 22 Ugandali Azizlik mertebesine yukseltildi ve Aziz Peter Meydani ilk defa Afrika davullarinin sesleriyle yankilandi ve Papa Benedict ‘iste bu Afrika’nin saati’ diyordu. Misyonerler gecici bir merhaledir diyordu Papaz Pierre Charles ve ekliyordu ‘‘Afrika’yi hristiyanlastiracak olanlar Siyah Afrikalidir.’’ 1965’te sona eren II. Vatikan Konsili’nden diyalog calismalari yolu ile hristiyanlastirma karari alinmasindan sonra Afrika’da yeni stratejiler gelistiren Papalik bunun neticesini almistir. II. Vatikan Konsiline kadar 75 milyon olan hristiyan nufus 2000’de 351 milyon olmustur. ( A History of Church in Africa, Bengt Sundkler and Christopher Steed, Cambridge 2000, 627,629,906) Cogunlukla Tek Tanri’ya inanan yerli Afrika insani Hristiyanlikla karsilastiktan sonra uclesen tanri karsisinda kimileri kabul etmis fakat Kenya’daki Masaai kabilesi gibi kimileri ise direnmislerdir.
AFRIKA’DA ISLAM
Islam Afrika’ya ilk Habesistan’a hicretle girdi. Ve bizim hic dusunmeyi aklimiza getirmedigimiz Islam’in Medine’den once Afrika’ya ulastigi gercegiyle Afrika’daki Hicri Yilbasi kutlamalarindan Mevlid Programlarina varincaya kadar heryerde karsilasirsiniz. 639’da Islam ordularinin Misir’a girisinden 711’de Tarik bin Ziyad’in Atlas Okyanusu’na ulasmasiyla Afrika kitasinin Kuzeyi Islam’la tanisti. Putperest Roma ve Hristiyan kulturunu Magrib’den sildi. Daha sonra 7. yuzyilin sonu ile 8. yuzyilin basinda Emevi Hilafetine karsi ayaklanan Umman Araplarinin Afrika’nin dogusundaki Zanzibar’a kacip kitanin dogusunda Zanzibar’a yerlesmeleriyle Afrikaya ikinci giris basladi. Zanzibar Farsca’dan gelme, zenc siyah, bar da sahil demek. Yani zencilerin sahili, yasadigi yer. Bugunku Kenya, Tanzanya ve Mozambik tarafindan Afrika’ya girdiler. Afrika’ya ise yeni bir din ve kultur getirdiler. Bantu dil ailesine mensup kabilelerle karsilastilar. Ve simdi ‘’swahili’’ (Arapca sahil kelimesinden sahiller-sahile ait olanlar ve neredeyse yuzde kirkindan fazlasi arapca olan dil) diye adlandirilan dil ve kultur ortaya cikti. Araplar yerli kadinlarla evlenmekten kacinmadiklari icin Islamlasma daha hizli ve fazla olmus. Hindistandan geleneler ise Afrikali yerlilerle evlenmedikleri icin Islam’in yayilmasindan ziyade Islam’in bir Hint dini diye anlasilmasina sebep olmus.
13. yuzyilda sahil bolgesinde 37 tane sehir vardi. Zimbabve’den gelen altin ticareti’nin merkezi olan Kilve ise Sirazi Devleti’nin baskenti olarak en mureffeh zamanini yasadi. 15. yuzyila kadar sahil devletlerinin hepsi Muslumandi. Araplarin yerel halkla irtibata gecmis olmalari iyi bir baslangic iken kitanin iclerine dogru girmeye tesebbus etmemeleri ve sadece ticaretle ilgilenmeleri Musluman nufusun Orta Afrika’da az, Guneybati Afrika’da ise yok denecek kadar az olmasina yolacmistir. Indonezya adalarindan gelen Malayca (Malagasy) konusanlarin yerlestigi Madagaskar’a bir sahabenin geldigi ve bir zamanlar adanin ucte ikisinin Musluman oldugu bilgisi varolmakla birlikte kesin bir kayit hala bulunamamistir. Fakat dibindeki Komor (Kamer-ay) adalarinin yuzde 98’i su anda Muslumandir.
Nil’in kaynagina dogru yayildiktan sonra Araplar bu bolgeden baslayarak Etiyopyanin yuksek bolgelerine oradan da Senegal Irmaginin agzindan Kamerun’a kadar olan bolgeye ‘Bilad-i Sudan yani Siyahlarin memleketi’’ adini vermisler. 8. yuzyilda altin ticaretiyle unlu Ghana’yi da astronom Al Fazari herhalde Arapca’daki ‘’zengin, varlikli’’ manasindaki ‘’gana’’ kelimesinden alarak adlandirmis ve ‘’altin bolgesi’’ adini vermis. Cezayir Fas bolgesinden asagi inen Muslumanlar bugunku Mali, Moritanya, Nijeya bolgelerinde Islam’in yayilmasini saglamislar. Fakat maalesef Kongo, Angola, Namibya, Bostwana ve Guney Afrika’ya inilmedigi icin cok az Musluman nufus var.
Kuzey Afrika’da Maliki Mezhebi yagin olmasina ragmen kitanin diger bolgelerinde Hanefi ve Safii mezhebleri agirliktadir.
Kasif-somurgecilerin gelmesinden sonra yaklasik besyuzyildir suren bir mucadele baslamistir. Modern zamanlarda somurgecilik girmeye basladiktan sonra Afrika’daki en buyuk direnisi Ticanilik, Kadirilik, Sazeliye, Muridilik, Senusilik gibi tasavvufi hareketler gostermislerdir. Kadirilik Afrika’daki en buyuk tasavvufi harekettir. Tasavvufi hareketler Islam’in kitada yayilmasini sagladigi gibi Muslumanlarin entellektuel gelisimlerini de saglamistir. (The History of Islam in Africa, Ed. Nehemia Levtzion and Randall L. Pouwels, Ohio University Press 2000)
Bugun Afrika kitasinin yuzde ellisinden fazlasi Muslumandir. Misyoner calismalari neticesinde kimi yerlerde gittikce azalmasina ragmen hala yuzde ellisinden fazla oldugunu iddia ediyoruz. Hristiyanlar da yuzde ellisinden fazlasinin hristiyan oldigunu iddia ediyor. Yoksulluk icinde cirpinan, misyonerligin kiskacindaki kara kitali kardeslerimiz hala direnmektedirler. Renk, irk, sinif ayrimini kabul etmeyen Islam ve O’nun mensuplari sahabe tavirli ikinci bir habes cikarmasi yaparlarsa yillardir renkleri ve irklari yuzunden hor gorulen kara kitanin masum cocuklari onlara butun kalpleriyle sevinc gozyaslari icinde hosgeldiniz diyeceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder