Almanya’nın Kaçındığı Tarih: Namibya Soykırımı
Serhat Orakçı
İnsamer, 18 Şubat 2017
http://insamer.com/tr/almanyanin-kacindigi-tarih-namibya-soykirimi_571.html
Yirminci yüzyılın ilk
soykırımı Avrupa’dan binlerce kilometre uzakta Afrika’nın güney batı ucunda
gerçekleşti. 1904-9 yıllarında Alman General Lothar von Trotha’nın emriyle
gerçekleşen soykırımda bölgeyi sömürgeleştiren Almanya’ya karşı ayaklanan OvaHerero
halkının %80’i ve Nama halkının %50’si acımasızca katledildi. Olay sadece
bununla da sınırlı değil maalesef. Sağ kalanlar konsantrasyon kamplarına
tıkılırken, öldürülen 100.000 kadar Namibyalıların cesetleri ise ırkçı deneyler
için Almanya’ya taşındı gemilerle. Soykırımdan kaçabilenler ise Kalahari Çölü’nün
kızgın kumlarında aç ve susuz kaderlerine terkedildiler. Çöldeki kuyulara
önceden zehir döküldüğünden su içinler zehirlenerek yaşama veda ediyordu.
Yırtıcı kuşlar parçaladıktan sonra cesetler çöl kumu tarafından
yutuluyordu.
1884-1915 yılları
arasında Namibya’yı sömürgeleştiren Almanya yerli halka oldukça zalimane
davranarak hem topraklarına el koydu hem de ayaklanan halkı soykırıma uğrattı. Bu
bölgedeki elmas yataklarını kontrol altına alan Almanya bölgenin güvenliği için
II. Kaiser Wilhelm’in emriyle Alman İmparatorluğu’nun en iyi birliklerini de bölgeye
getirdi. Almanlara karşı ayaklanan bazı kabileler tamamen ortadan kaldırılırken
geri kalanlar baskı ve zulüm ile boyun eğdirildi. Köpekbalığı Adası (The Shark
Island) konsantrasyon kamplarının başında geliyordu; adaya götürülenler burada
ölüme terkediliyordu.
1904-9 arasında iyice
zalimleşen Alman siyaseti direnişe geçen yerli halkın öldürülmesine,
asılmasına, tecavüz edilmesine, topraklarına ve hayvanlarına el konulmasına,
konsatrasyon kamplarında ölüme terkedilmesine imkan tanıyordu. Hayatta kalan
aile üyelerinden biri Köpekbalığı Adası’ndaki vahşeti şöyle ifade ediyor:
“Almanlar beni adaya gönderdiler. Bir yıl orada kaldım. Yaklaşık 3.500
kişiydik; sadece 193 kişi geri dönebildi, 3.307’si adada öldü.”[1]
Adaya götürülenlerin yaptığı angarya işlerin başında ise daha önce orada
ölenlerin cesetlerindeki belli kemikleri etlerinden sıyırarak temizlemek vardı.[2]
Temizlenen kafatasları “bilimsel” araştırma amacıyla Alman üniversitelerine
gönderilmekteydi.
Bütün bunlar yetmezmiş
gibi Almanya’ya taşınan kafatasları ve kemikler Alman üniversitelerinde bilim adamlarının
ırkçı deneylerinde kullanıldı. Bunlardan biri de Aryan ırkının üstünlüğünü
teorik olarak ispatlamaya çalışan Eugen Fischer’di. Esasen kemiklerin Almanya’ya
taşınmasını isteyen de oydu. Namibya’da yerli halk üzerine yaptığı deneylerden
sonra kaleme aldığı çalışmaları daha sonraki yıllarda Adolf Hitler de okuyacaktı.
Şimdilerde OvaHerero ve
Nama halklarının temsilcileri Almanya hükümeti ve parlamentosuna diyalog çağrısı
yaparak bu soykırımın resmi olarak tanınmasını ve OvaHerero ve Nama
halklarından bağışlanma istenmesini talep ediyorlar. Ayrıca Berlin ve Freiburg
üniversiteleri bünyesinde tutulan ve çeşitli müzelerde sergilenen Namibyalılara
ait kemiklerin iadesi de isteniyor. OvaHerero ve Nama halkının önde gelenleri
atalarının kemiklerini toprağa gömmeden ruhlarının huzur bulamayacağı inancındalar.
Almanya soykırım
gerçeğini resmi olarak tanımaktan kaçındı şimdiye kadar. Almanya’ya giden
Namibya heyetleri istedikleri sonucu tam olarak henüz elde edemediler. Soykırımın
100. yılına denk gelen 2004’te Namibya’yı ziyaret eden Almanya Kalkınma
Yardımları Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul özür dileyerek olayı kapatmak
istedi.[3]
Daha sonra devam eden görüşmeler sonucunda 2011 yılında sembolik olarak 20
kafatası Namibya’ya iade edilirken Almanya tarihte yapılan hataların acısını
hafifletmek adına tazminat ödemek yerine Namibya’ya teknik yardım sağlama sözü
verdi.
Devletlerarası
görüşmelerde yer almak isteyen OvaHerero Soykırımı Derneği (OvaHerero Genocide
Association) ve Nama Geleneksel Liderler Derneği (Nama Traditional Authorities
Association) geçtiğimiz Ocak ayında öldürülen 100.000 Namibyalı için New
York’ta Almanya’ya karşı dava açtılar. Almanya’yı diplomatik alanda sıkıştıran
Namibya devletinin yanı sıra sivil oluşumlar da mahkeme yoluyla 20. yüzyılın bu
ilk soykırımının hesabını sormak istiyorlar.
Güçlü Yahudi lobisi
karşısında direnemeyip Nazi soykırımını resmen kabullenen ve tazminat ödemeyi
kabullenen Almanya, lobi faaliyetleri sınırlı düzeyde kalan Namibyalılara karşı
ise aynı anlayışı göstermekten imtina ediyor. 2015 yılında Almanya parlamentosu
ve hükümet yetkililerine sunulan dilekçede özetle Jön Türklerin Ermenilere
yönelik soykırımını 24 Nisan 2015’de tanıyan Almanya’nın Namibya’da
gerçekleştirdiği soykırımı da resmen tanıması ve tarihi sorumluluğunu yerine
getirmesinin beklendiği belirtiliyor.
Almanya devleti kısmen
soykırımı kabullenmiş gibi görünse de Namibya’da hala varlığını sürdüren Alman
azınlık topluluğu bu tarihi gerçekliği kabullenmekte isteksiz. Namibya üzerine
çalışmaları bulunan Elke Zuern’e göre geneli Swakopmund’da yaşayan Alman
kökenli azınlık geçmişte yapılanları hala savunmaya devam etmekte ve ırkçı
bakış açısını ısrarla sürdürmekte. Bu topluluktaki diğer bir eğilim de
Namibya’da bulunan sömürge dönemine ait heykel ve anıtları muhafaza etme
çabası. Namibyalılar ise zaman zaman gerçekleştirdikleri protestolarla karanlık
günleri temsil eden bu anıtların artık kaldırılmasını istemekteler.[4]
Almanların Afrika’daki
soykırımları elbette sadece Namibya ile sınırlı değil. Kıtada ayak bastıkları
her toprak parçasında Namibya’dakine benzer trajediler saklı. Togo, Tanzanya ve
Kamerun’un gün görmemiş tarihlerinde de Alman emperyalizminin ve ırkçılığının
soğuk yüzünü görmek mümkün. Hatta Nazi soykırımının ön çalışmaları ve teorik
altyapısı Almanların Afrika’daki sömürge yıllarına uzanıyor. Şimdi bir asır
sonra Afrika’nın yerli halkları atalarının haklarını aramak için hukuki
mücadele başlatarak sömürge soykırımlarının hesabını sormak için hazırlar. Bu
mücadele her türlü desteği hak ediyor.
[1] Edwin Black, “In Germany’s extermination program for black
Africans, a temple for the Holocaust”, The Times of Israel, 05.05.2016, http://www.timesofisrael.com/in-germanys-extermination-program-for-black-africans-a-template-for-the-holocaust/
[2] Bill Johnson, “German imperialism and the African Holocaust”, www.creation.com, 28.11.2013, http://creation.com/african-holocaust
[3] “German minister says sorry for genocide in Namibia”, The Guardian,
16.08.2004, https://www.theguardian.com/world/2004/aug/16/germany.andrewmeldrum
[4] Norimitsu Onishi, “A Colonial-Era Wound Opens in Namibia”, The New
York Times, 21.01.2017, https://www.nytimes.com/2017/01/21/world/africa/namibia-germany-colonial.html?_r=1
Hocam merhabalar, Afrika genelinde zaman zaman çeşitli sorularımızı sizlere nereden yöneltebiliriz? E-posta'nızı paylaşıyor musunuz? Ya da twitter'dan yazabilir miyiz?
YanıtlaSilSaygılarımla