AFRİKA’NIN
KALBİ BURUNDİ NOTLARI
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Eylül 2013
Tanzanya, Ruanda
ve Tanganyika Gölü ile çevrili Burundi 1962’de Belçika’dan bağımsızlık kazanmış
bir Afrika ülkesi. Yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip ülkede kahve üretimi halkın başlıca
geçim kaynağı. Dünya Bankası verilerine göre yıllık 560 dolar gelir ile Burundi
kişi başına düşen milli gelir sıralamasında dünyanın en yoksul ikinci ülkesi. Kirundi,
Fransızca ve Sivahilice ülkede konuşulan başlıca diller. Nüfusun %85’i Hutu,
%14’ü Tutsi ve %1’i Kwa etnik sınıfına mensup.
Burundi
ziyaretimiz esnasında uğradığımız yerlerin başında Diyanet İşleri Başkanlığı
vardı. Bir oto tamirhanesine benzeyen tek katlı yarım kalmış inşaatın önüne
geldiğimizde durumun bu kadar içler açısı olacağını hiç tahmin etmemiştim.
Diyanet kurumunu temsil eden beylerle oturduğumuzda Burundi’deki Müslümanlar
hakkında kısa kısa bilgiler verdiler. Mali yetersizlik yüzünden yarım kalmış
binaları için acil destek istediler. Burundi nüfusunun büyük çoğunluğu Katolik
Hıristiyan; Müslümanlar toplam nüfusun %10’u kadar. Diyanet kurumunun hemen
karşısında gösterişli bir kilise diğer yanında ise oldukça heybetli bir Şia
camisi bulunuyor. Ülkedeki toplam Şia nüfusu ise yüz kadar. Sünni Müslümanları
temsil eden Diyanet ise bu yapıların arasına sıkışmış bir harabe sadece. Burundi
devlet olarak İslam’ı tanıyor hatta Ramazan bayramı resmi bayramlar arasında.
Diyanet
kurumunun başındaki Burundi Müftüsü bir radyo kanallarının olduğunu ve Burundi
genelinde yayın yaptıklarını söylediğinde gerçekten umutlandım ancak bu sevinç
çok kısa sürdü. Radyonun kurulu olduğu 4m²’lik odaya girdiğimizde eski
bir masanın üzerinde bir adet kasetçalar teyp vardı. Vericiye bağlı
kasetçalardan şimdilik sadece 24 saat Kuran yayını yaptıklarını
söylediler.
Ülkenin
haritadaki görünümü bir kalbe benzediğinden Burundi için “Heart of
Africa-Afrika’nın Kalbi” tanımlaması yapılıyor. Burundi’nin başkenti Bujumbara
Tanganyika gölünün hemen yanında yer alıyor. Göl nedeniyle sivrisinekler
oldukça rahatsız edici ve maalesef herhangi bir ilaçlama yapılmıyor. Gölün ön
cephesindeki bazı otel ve lokantalar ülkenin sosyetesini ağırlıyor. Yol
kenarlarındaki ağaçlardan papayalar, muzlar sarkıyor. Müslümanların büyük
bölümü başkentin büyük mahallelerinden olan Buyenzi ve çevresinde yaşıyor.
Buyenzi’de yaşam standartları ise ortalamanın daha da altında.
Tanganyika gölü
dünyanın büyük göllerinden biri. Gölün bazı yerlerinde derinlik 1.400 metreyi
aşıyor. Göl, 1858 yılında Nil Nehrinin kaynağını araştıran İngiliz
araştırmacılar Richard Burton ve John Speke tarafından keşfedilmiş. 400
civarında farklı canlı türünün yaşadığı göl bu bölgedeki dört ülke (Burundi,
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Tanzanya ve Zambiya) için büyük önem taşıyor. Aynı
zamanda göl yatağında yaşayan 10 milyon insan için önemli bir besin kaynağı. Aynı
zamanda bu ülkeler arasında ulaşım imkanı sağlıyor.
Başkent Bujumbara’yı
diğer şehirlere bağlayan yollar bakımsız ve çukurlarla dolu. Araçlar düşük
hızlarla seyrettiğinden bu yolların ortasında bile dilenciler sıra sıra
dileniyor. Trafik olmadığından Burundi’de seyahat eden tek kişi olduğunuz
hissine kapılıyorsunuz. Bujumbara haricindeki şehirler neredeyse küçük birer
kasaba sadece. Evler ve dükkanlar bakımsız… Bol bol kiliseler sıralanmış. Ülkede
demiryolu yok ayrıca.
Burundi
toprakları bereketli. Yağmur her zaman olası. Gölde tek tük balıkçılar
avlanıyor. Pazar hareketli; muz, mango, avakado, papaya ve ananaslar
tezgahlarda sıralanmış. Burundi ekonomisi tarıma dayalı bir ekonomi. Milli
gelirin %30’u tarımsal faaliyetlerden elde ediliyor. Kahve ve çay üretimi çok
yaygın. Ülke ihracatının %93’ünü kahve oluşturuyor. Muz, pamuk, tatlı patates,
sorgum ve tropikal meyveler ise üretilen diğer ürünler. Ülke yer altı
zenginlikleri açısından pek zengin sayılmaz. Nikel, uranyum, kobalt, bakır gibi
bazı madenlere sahip olsa da maden sektörü gelişmemiş.
Burundi IMF’den
kredi alarak ekonomik ve finansal alanda IMF takvimini takip ediyor. Dışarıdan
yabancı çekmek için girişimlere başlamış. Yatırımcılara kolaylıklar sağlıyor. Türkiye’nin
herhangi bir varlığı söz konusu değil bu topraklarda. Elçiliğimiz bulunmadığı
gibi THY seferi de bulunmuyor. Sivil toplum kuruluşları (STK) mütevazı düzeyde
bazı çalışmalar başlatmışlar.
Burundi’de
bulunduğumuz süre zarfında İHH adına bir iftar yemeği tertip ederek toplumun
farklı kesimlerinden Müslüman önderleri bir araya getirdik. Karşılıklı
konuşarak dertlerini dinledik. Zaten yoksul olan ülkede Müslümanların daha da zor
durumda olduğunu belirttiler. Hükümet içinden bazı üst düzey yetkililer Türkiye
ile Burundi arasında ilişki kurmak istediklerini belirttiler. Türkiye’de
ülkelerini tanıtmak istediklerini, gelecek yatırımcılara açık olduklarını
belirttiler.
Burundi Dışişleri
Bakanı daha önce Mısır’ın devrik lideri Muhammed Mursi ile görüşmüştü. Doğu
Afrika ülkeleri arasında Nil kaynaklı anlaşmazlıklar yaşandığı düşünüldüğünde
hem Türkiye’nin hem de diğer bölge ülkelerinin Burundi ile ilişkilerini
geliştirmesi faydalı olurdu. Önümüzdeki yıllarda daha da ateşlenecek olan Nil
anlaşmazlığı taraflar arasında diyalog kurulmasını zorunlu kılmakta.
Yoksulluğa
rağmen Burundi’de güvenlik sorunlu yaşanmıyor. Rahatça sokaklarda dolaşmak
mümkün. Tanganyika gölü Bujumbara’ya sakin bir tatil kasabası havası katıyor. Stresten
uzak, gülümseyen insanlarıyla insanın zihninde hoş bir anı bırakıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder