GAMBİYA RAMAZAN NOTLARI
Serhat ORAKÇI
Dünya Bülteni, Ağustos 2012
Bu yıl ramazan çalışmaları için yolumuz Gambiya’ya düştü. Nevşehir’den
Ahmet Kutay ve ben önce Fas’ın Kazablanka şehrine oradan da Gambiya’nın
başkenti Banjul’a hareket ettik. Afrika ana karasındaki en küçük ülke olarak
bilinen Gambiya 1,7 milyon civarında bir nüfusa sahip. Ülke nüfusunun %90’dan
fazlası Müslümanlardan oluşurken Hıristiyan ve animist inanışlar da bulunmakta.
1965 yılında İngilizlerden bağımsızlık kazanan ülke diğer Afrika ülkelerine
kıyasla daha istikrarlı bir görünüme sahip. Gambiya 18 yıl önce kansız bir
darbe ile iktidarı ele geçiren Devlet Başkanı Yahya Jammeh’in idaresi altında.
Dalasi olarak adlandırılan para birimi kullanılan ülkede 1 dolar 30 dalasi
yapmakta. Ülkenin başkenti Banjul bir adadan müteşekkil. Ana kara ile ulaşımı
bir köprüden sağlanıyor. Dağınık bir yerleşime sahip Gambiya’da Serekunda ve
Birkama daha yoğun nüfuslu yerler. Ülke 5 farklı eyalete ayrılmış. Devlet
binalarının bulunduğu Banjul’da bir de küçük bir liman mevcut. Bu limanda el
yapımı balıkçı tekneleri yapılmakta. İnsanlar bu teknelerde okyanusun azgın
dalgalarıyla mücadele ederek avlanıyor. Serekunda-Banjul arasındaki yolda
ilerlerken Gambiya için büyük sayılabilecek bir inşaata rastladık. Hindistan
tarafından finanse edilen bina yeni parlamento binası olacakmış.
Atlas Okyanusuna açılan ülke Senegal tarafından çepeçevre sarılmış bir
halde. Ülkenin tek komşusu Senegal. Gambiya Nehri ülkeyi baştan sona katederek
Atlas Okyanusuna dökülüyor. Uzun nehir ülkeye doğal bir güzellik katarken aynı
zamanda balıkçılara sakin sularda avlanma fırsatı sunuyor. Sömürgecilik
döneminde Senegal Fransızlar tarafından sömürülürken Gambiya İngilizler
tarafından sömürülmüş. Bu yüzden ülkenin resmi dili İngilizce.
Ülkeyi baştan sona geçen Gambiya Nehri ve Atlas Okyanusu gibi doğal güzellikleri
ile göz kamaştıran ülke son yıllarda turistlerin uğrak mekanı haline gelmiş. Balıkçılık
ve tarım da diğer önemli sektörler. Özellikle bol miktarda mango yetişiyor. 10
tane iri mangonun fiyatı ise 1 dolar. Balık çeşidi de oldukça fazla. Yıllık 150
bin civarında yabancı turistin ziyaret ettiği Gambiya da devlet turizm
sektörüne yatırım yapıyor. Bu sektörün gelişimi ise oldukça ilginç. 60’larda
Gambiya’ya deneme amaçlı gelen küçük bir grub İsviçreli ile başlamış. Ülkeyi
beğenen grup bir sonraki yıl daha da kalabalık gelmiş. Sonraki yıllarda ise
sayı artarak devam etmiş.
Gambiya hükümeti yurtdışı tanıtım fuarlarına katılarak bu sektörü
tanıtıyor. Ülke Aralık-Mayıs döneminde sezon tabir edilen dönemini yaşarken
yılın geri kalanında ise oldukça sessiz ve yağışlı. Fas üzerinden gidilen
ülkeye direk uçuş bulmak biraz zor. Avrupa ülkelerinden tur operatörlerinin
düzenlediği çartır seferler mevcut ancak bu uçuşlar sadece sezonda bulunabiliyor.
Bize eşlik edip gezdiren gençlerle konuştuğumuzda turistlerin çok uzaklardan
geldikleri bu sahillere hiç ayak basmadıklarını öğrendik. Kendileri için
ulaşımın zor olduğunu söyleyen gençler ülkelerini yeteri kadar tanımıyorlardı.
Turizmdeki canlılığa rağmen ülkede yoksulluk ve işsizlik önemli sorunların
başında geliyor. Turizmin ülkenin ahlaki yapısına ise büyük tesirleri var.
Özellikle alkol tüketimi ve fuhuş sektörü kendini gösteriyor. SeneGambia ismi
verilen bölge gece klüpleri ve eğlence mekanları ile meşhur. Otellerin ve restoranların
bulunduğu mekanlar turistlerin uğrak yerleri.
Gambiya’daki diğer bir sorun ise erozyon ve çölleşme. Ülkenin güneybatı
kıyılarında ormanların hızla tahrip edilirken çölleşme tehlikesi tarım
sektörünü ve kırsal kesimlerde yaşayanları etkilemeye başlamış. Yayınlanan
raporlara göre buzullardaki erimenin Gambiya’yı sular altında bırakacağından
korkuluyor. Uzak gelecekte olması beklenen bu çevresel felaket için şimdiden
uyarılar yapılıyor.
Gambiya’yı uluslar arası arenada tanıtan ve ismini duyuran gelişmelerden
biri de geçtiğimiz günlerde Luis Moreno Ocampo’nun yerine Gambiyalı Fatou
Bensouda’nın Uluslararası Ceza Mahkemesinin(UCM) baş yargıcı olarak atanması
oldu. Özellikle Afrikalı liderlerin kabusu haline dönüşen UCM, Sudan Devlet
Başkanı Ömer El Beşir’i soykırım suçundan yargılarken, Liberya Devlet Başkanı
Charles Taylor’ı ve Tanrının Direniş Ordusu lideri Joseph Kony’yi insanlığa
karşı suç işlemekten yargılamıştı.
İslam bu bölgede uzun süredir varolsa da form olarak oldukça serbest. Son
yıllarda Mısır, Libya, Suudi Arabistan gibi merkezlerde eğitim alanların sayısı
artmaya başlamış ve gelenler iyi derece Arapça öğrenmişler. Gezdiğimiz cami ve
medreselerin durumu ise hiç iç açıcı değildi. Camiler viran bir haldeyken
medreselerde çocukların kaldığı ortamlar da içler acısıydı.
Türkiye’nin Gambiya elçiliği daha çok yeni. Büyükelçi olarak atanan Ali
Rıza Özcoşkun altı aydır elçiliği kurmak için çalıştıklarını belirtirken
Gambiya’nın turizm açısından Türkler için cazip bir yer olabileceğinin altını
çizdi. 40 öğrenciye hizmet veren Türk koleji de yeni açılmış. Gambiya’da
isminden söz ettirecek bir Türk girişimi henüz bulunmazken iki ülke arasındaki
ilişkiler ise oldukça olumlu. Türkiye, bağımsızlık sonrasında Gambiya’yı ilk
tanıyan ülkelerden biri olmuş. Bir dönem asker ve polis eğitimleri de verilmiş.
Konuştuğumuz bazı işletme sahipleri son zamanlarda Hindistan’dan, Çin’den
gelenlerin yoğun olduğunu söylediler.
Ramazan çalışmaları dolayısıyla 416 aileye kumanya dağıttığımız Gambiya’da
daha fazla yardıma ihtiyaç var. Misyonerlerin ücra köy ve kasabalara
gittiklerini buralarda çalışmalar yürüttüklerini belirten Büyükelçi özellikle
eğitim alanında çalışmalar istiyor. Gezimiz esnasında Gambiya’da aylar önce İHH’nın
başlattığı küçük çaplı bir tarım projesinin meyvelerini görme şansımız oldu.
Kuran eğitimi verilen bir okulun bahçesinde başlatılan proje ile domates,
biber, patlıcan hatta muz yetiştiren öğrenciler okulun ihtiyaçlarını
karşılamaya başlamışlardı. Okula getir getiren proje 70 öğrenci için umut oldu.
Afrika’nın dev cüssesi ve keşmekeşi içinde kaybolup giden, yerini dahi çoğu
zaman bulmakta zorlandığımız Gambiya hiç şüphesiz insanda tekrar gitme isteği
uyandırıyor. Sıcak kanlı her daim gülümseyen insanları, bereketli toprakları ve
eşsiz doğal güzellikleri insanı kendine çekerken bir daha ne zaman
uğrayabileceğinizi merak etmeye başlıyorsunuz. Cenab-ı Allah bir daha gitmeyi
nasip eder inşallah…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder