Cumartesi, Ağustos 25, 2012



Sudan'da Arap Baharı Yaklaşıyor
Serhat ORAKÇI
Dünya Bülteni, Temmuz 2012

Sudan`da Ömer El Beşir rejimi zor günler geçiriyor. Ekonomik dar boğazdaki ülkede halkın dayanacak gücünün kalmadıği çok açık. Kızgın halk tepkisini artık sokağa çıkarak gösteriyor.

16 Temmuz’da Hartum Üniversitesinde öğrencilerin başlattığı gösteriler hala devam ederken halkın desteği ile gösterilerin çapı büyüyor. Tedbir olarak ülkedeki internet bağlantısını kesmeye kadar giden rejim ise halkın taleplerine kulak tıkamakta ısrarlı görünüyor. Bu ise halkın psikolojik direncini daha da arttırıyor.

Öğrencilerin üniversite kampüsünde başlattığı göstriler artık cadde ve sokaklara taştı. Geçen yıl gerçekleşen bölünme sonrası, ekonomisi büyük darbe yiyen Sudan’da  hükümetin kemer sıkma politikaları halk tarafından tepki ile karşılanıyor. Hükümet sıkı emniyet tedbirleri alarak olayları bastırmaya çalışıyor.

Sudan halkının dayanacak gücünün kalmadığı artık çok açık. Memur ve işçi maaşları zamlanmazken ülkedeki fiyat atışı son bir yılda %40’ı geçmiş durumda. Temel gıda maddelerinin fiyatarının hızla tırmandığı bir ortamda hükümet petrole uyguladığı sübvansiyonu kaldıracağını açıkladı. Nijerya’dakine benzer bir durum yaşanan Sudan’da ilk tepki Hartum üniversitesindeki öğrencilerden geldi.

Öğrencilerin tepkisine Turabi ve Sadık El Mehdi gibi muhalif liderlerin, sendikaların, meslek birliklerinin de destek vermesiyle gösteriler büyüdü. İlk başlarda korsan gösteriler düzenleyen göstericiler polisle çatışmazken, son günlerde meydan gösterilerine dönüşen gösterilerde polis ile halk arasında çatışmalar çıktı. Polisin göz yaşartıcı bomba kullandığı, joplarını insafsızca kullandığı ortamda ilk ölüm haberi de Cuma günü geldi.

Yurtdışındaki Sudan elçiliklerinin önünde de küçük çaplı gösteriler düzenlendi. Meksika, Pakistan, İngiltere ve Mısır bunlardan bazıları. Başkent Hartum’un dışında da Medeni, Sennar, Kosti, Kesele, Atbara gibi şehirlerde de gösteriler düzenlendi. Türkiye’de dahil olmak üzere ülkede vatandaşı bulunan elçilikler güvenlik uyarısı yaparak vatandaşlarını uyardılar.  (http://hartum.be.mfa.gov.tr/ShowAnnouncement.aspx?ID=156232)

Sudan halk görev başındaki bakan ve milletvekillerinin mal varlıkları tartışıyor. Artık ülkedeki yolsuzluklar sorgulanıyor.  

Geçtiğimiz yıl Tahrir’de gösteriler başladığnda halkının böyle bir isteği olması halinde koltuğunu derhal terk edeceğini açıklayan Sudan Devlet Başkanı Ömer EL Beşir o günleri unutmuşa benziyor. Batılı ülkelerin yönelttiği eleştirilere alaycı tavırlarla cevap vererek halkın gönlünü kazanan Beşir, şimdi aynı alaycı tavrı kendi halkına karşı gösteriyor. Hükümet yetkilileri gösterilerin Kuzey Afrika’daki gibi iktidar değişimine gideceğine imkansız gözüyle bakarken göstericileri “yarasa” olarak “dış mihraklı” olarak tanımladılar. Beşir ve ekibi halkı küçümseyerek aslında Muammer Kaddafi’nin düştüğü hataya düşüyor.

Yıllardır Darfur ve Güney Sudan sorunu gibi büyük çaplı sorunlarla uğraşan Sudan arkasını Çin’e dayamanın rahatlığı içindeydi. Ekonomideki başarısızlıklar petrole dayalı gelişmenin getirileri ile sorgulanmıyordu. Dış krediler ile finanse edilen yol, köprü ve barajlar petrol gelirleri ile geri ödeniyor, ülkede gelişme havası esiyordu. Ancak ülkenin bölünmesi ve petrol gelirlerinin büyük bölümünü kaybetmesi ile ülke ekonomisi hızla türbülansa girdi. İthalata bağlı cari açık giderek büyürken ülke parası giderek değer kaybetti. Bir yıl önce 1 dolar 3 cüneyhe eşit iken şimdilerde 1 dolar 6 cüneyhe eşitlenmiş durumda. Devlet her ne kadar resmi kur ile doları baskı altında tutmaya çalışsa da karaborsa da dolar günden güne değer kazanıyor. Hükümet uyguladığı tedbirler ile ülkeden para çıkışını önlemeye çalışıyor.

Sudan’dan ayrılan Güney Sudan ile yaşanan sınır anlaşmazlığı iki taraf arasında kısa süreli bir savaşa dönüştü. Güney Sudan’ın ani Hiclic saldırısı Hartum üzerinde soğuk duş etkisi yaptı. Tepkisini vermekte gecikmeyen yönetim sınıra asker ve muhimmat yığarak Güney Sudan’ı geri püskürttü. Ancak bunun getirdiği bir silahlanma maliyeti oluştu elbette.

Halkın tepkisinin temelinde üç önemli faktör ortaya çıkıyor: ilki cari açık, dış borçlanma ve hızlı enflasyon artışı sonrası geliri artmayan orta ve düşük gelir grubundaki halkın daha da yoksul hale gelmesi. İkinci olarak Güney Sudan’ın Hiclic’i el geçirmesi ile başlayan savaşın oluşturduğu psikolojik etki ve sonrasında Hartum tarafının prestijinin sarsalması. Sonuncu etki ise 2003’den beri dinmeyen Darfur sorunu ve Darfur’daki istikrarsızlık. Tüm bu yaşananlar karşısında tepkisini içine atan halk artık sokaklara çıkarak tepkisini gösteriyor.

Bir yıl önce Kuzey Afrika ülkelerini Arap Baharı kasup kavururken Sudan’da da bazı gösteriler olmuş ancak halk tarafıdan fazla destek bulmamıştı. Ancak bu sefer halk da gösterilerin içinde. Hartum yönetimi ya halkın durumunu gözterek aklını başına alacak yolsuzluklara, haksızlıklara son verecek ya da Esad’ın Kaddafi’nin Mubarek’in düştüğü duruma düşerek yönetimi devredecek.

Sudan’da olaylar henüz çok yeni. Sudan hükümetinin halkın isteklerini dikkate alarak halka nefes aldırması için fırsat var. Bu fırsat kullanılmayıp olaylar daha da büyürse Sudan’da da Arap Baharı kaçınılmaz hale gelecek.      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder