Güney Sudan - Wau Gezi Notları
Yazan: Serhat ORAKÇI
Ocak 2009
İnsanlar birbirlerini böyle selamlıyor bu kentte. Sabah güneşinin Jur nehrinden yükselmesiyle gün başlıyor. Erkenden yollara dökülen insanlar Woro yani ‘Günaydın’ diyor birbirlerine. Nehrin üzerindeki köprüde motorsikletler, bisikletler ve yaya insanlar beliriyor. Güneş usulca yükselirken kızılımsı bir renk bırakıyor nehirde.
Orta Afrika Cumhuriyeti ile komşu olan Wau etnik olarak üç dört büyük kabilenin toplandığı bir bölge. Bu kabilelerden en büyükleri Dinka, Fertit ve Luo. Dinka insanları ince ve uzun boylular. Yaşlılarının ellerinde boylarıyla orantılı sopalar var. Bunları asa ya da baston niyetine taşıyorlar. Kabilelerine has bir dil konuşuyorlar. Geçim kaynakları başlıca hayvancılık. Çok verimli bir arazi olmasına rağmen Wau’da tarım çok yetersiz. Jur nehrinin suladığı araziler Nisan-Ekim döneminde yağmurla yıkanıyor. Bölge yüksek oranda yağış alıyor. Sudan’ın küzey bölgeleri yılda ortalama 50 m³ iken bu oran Güney Sudan’da 1500 m³’e kadar çıkıyor. Küzey’in çölleri burada yerini yeşil ormanlara bırakıyor.
Öğlen vaktinde insanlar ‘Loto’ diyerek selamlaşıyor. Hava sıcaklığı sabah saatlerine göre daha da yükseliyor. Şehir pazarı sıcağa rağmen hareketli. Esnaflar tezgahlarını bekliyor. Halk öte beri alıyor. Tozlu yoldan Birleşmiş Milletlere ait resmi cipler geçiyor arkalarında toz bulutu bırakarak. Tozun içinde kaybolan insanlar hayaleti andırıyor uzaktan. Kullanılan araçların çoğunluğu 4x4 cipler. Halkın büyük kesimi bisiklet ve motorsiklet kullanıyor ulaşım için. Benzin başkent Hartum’a kıyasla beş kat daha pahalı. Üretimin olmadığı kentte herşey dışarıdan geliyor. Ve mango hariç herşey daha pahalı.
Wau şehri mango diyarı adeta. Şehrin dört bir yanında mango ağaçları kendiliğinden büyümüş. Kimse toplayıp satmaya bile tenezzül etmiyor. Hayal edilemeyecek miktarda mango ağaçı var bölgede. Güzelim mangolar mevsimi geldiğinde dallarında çürüyormuş. Hartum’a ulaşım imkanları kısıtlı olduğundan toplatılıp gönderilmiyormuş. Kamyonlar bir haftada gidebiliyormuş ancak. Uçakla ulaşım çok pahalı. Neredeyse uluslarası uçuş fiyatına. Hartum – Wau gidiş geliş yaklaşık 500 USD tutarında. Uçaklar 30 – 40 yolcu taşıyan küçük uçaklar. Haftanın hergünü sefer var ama bazı seferler iptal edilebiliyor. Bazen kargo uçakları gelip yük boşaltıyor. Eğer alanda yolcu varsa onları alıp gidiyor.
Wau’a gitmeden önce Hartum’dan çok farklı bir yer bulacağımı sanmıyordum. Ama gerek bitki örtüsü ile gerek iklimi ile ve gerekse kültürü ile çok farklı bir yer. Nüfusun bir bölümü hıristiyan bir bölümü müslüman ve kalan diğer kısmı ise animist. Wau’da camii ve medrese sayısı küzeye göre çok az. Ama klise sayısı küzeye göre çok fazla. Şehrin hemen merkezinde batılı kurumlarca yaptırılmış çok görkemli bir klise mevcut. Yokluk içerisindeki bir yerde böyle devasa bir klise görmek insanı şaşırtıyor.
Aslında yokluk içerisinde demek yanlış olur. Varlık içinde yokluk çeken bir şehir burası. Diğer Afrika ülkelerinde yaşanan bu tıkanma burada da göze çarpmakta. Akıp giden bir nehir sulama için müsaitken, canım mangolar dallarında çürürken, ekilebilir devasa toprak bomboş durur iken insanlar yalınayak ve perişanlık içinde.
Batı Bahr El-Gazal eyaletinin başkenti Wau’da İngiliz sömürü döneminden kalma çok büyük bir eğitim hastanesi mevcut. Ama bu hastanenin büyük bölümü atıl durumda. Sudan hükümeti kırsal bölgelere doktor göndermekte zorlanıyor. Eğitimli kesim başkentte işsiz durmayı kırsalda çalışmaya yeğliyor. Bu yüzden merkezin dışındaki kırsal bölgelerde hastaneler ve okullar büyük sıkıntı içinde. Yüz bini aşkın bir nüfusa rağmen Wau’daki doktor sayısı beşi geçmiyor. İnsanların tedavi için başkente gitme imkanları neredeyse yok gibi. Kaderine terkedilmiş bir topluluk adeta.
Sudan’da kuzeyden güneye ilerledikçe bitki örtüsü, iklim, kültür değişiminin yanında Afrika’nın en önemli sorunlarından AIDS’le yaşıyan insan oranında da değişme görülmekte. Kuzeyde AIDS oranı Afrika’nın geneline oranla daha düşük kalırken bu oran Güney Sudan’da çok ciddi bir sorun teşkil etmekte. AIDS’le mücadelede bilinçelendirme çabalarında rağmen somut ilerlemeler zaman alacağa benziyor. Bu süre zarfında Dünya Sağlık Örgütünün göndereceği ilaçları beklemek zorunda insanlar.
Wau şehri 2003’e kadar süren Sudan iç savaşından derinden etkilenmiş bir eyalet. Kuzey ile Güneyin amansız savaşında arada kalmış bir bölge. 2005’de kalıcı barış imzalanmasından ancak sonra sakinleşmiş şehir. Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği ve göç ettiği iç savaş döneminde sosyal yaşam derin darbe almış. Wau eğitim hastanesinin bahçesi yaralı ve cesetlerle dolup taşarken üç yıl boyunca bir tek doktor bile uğramamış bölgeye. Elektiriğin gelmesi bile dört ay öncesine dayanıyor sadece.
Günbatımından sonra ‘Taga’ diyor insanlar. İyice karanlık basmadan sazlıklardan yapılmış evlerinin yolunu tutuyorlar. Aydınlatmadan yoksun sokaklar boşalıyor. Şehir kaderini andıran bir karanlığa gömülüyor. Şehir radyosundan günün gelişmeleri anons edilirken Jur nehri sessizce akmaya devam ediyor.
Good Blog.
YanıtlaSilPortugal