Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Temmuz 2011
1991 yılından beri iç savaşa sahne olan Somali son elli yılın en büyük açlık krizi ile karşı karşıya. Gelen haberlere göre insanlar yiyecek bulmak için günlerce aç susuz yürüyerek daha güvenli bölgelere sığınırken bölgede açlıktan ölümler yaşanmakta. Krizin boyutu giderek büyürken detayları ise insanı düşündürüyor.
Birleşmiş Milletler son açıklamasında Somali’nin güneyinde yer alan iki bölgede Bakool ve Aşağı Shabelle’de “Kıtlık(Famine)” olduğunu duyurdu. BM ayrıca krize müdahale edilmemesi halinde önümüzdeki iki ayda krizin Somali’nin sekiz eyaletinde daha başlayacağını duyurdu. Şu an Aşağı Shabelle, Bakool, Benadir, Gedo ve Hiran’da 310 bin dolayında çocuk açlıktan ölmek üzere. Somali’de 3 milyon insan acil gıda yardımı bekliyor. Ve insanlar kitleler halinde yer değiştirerek Mogadişu, Kenya ve Etiyopya’daki mülteci kamplarına sığınıyor.
Somali 1991 yılından beri iç savaşa sahne oluyor. Ülkede silahlı çatışmalar yaşanıyor. Ülkenin güney bölgeleri ve iç kesimleri Amerika’nın El-Kaide ile ilişkilendirdiği ve terörist listesine aldığı El Şebab’ın kontrolü altında. Bu yüzden Amerika Somali’ye ambargo uyguluyor ve Etiyopya’nın desteği ile El Şebab’ı tasfiye etmek istiyor. Ülkede resmi bir devletin olmaması bu tür insani krizleri daha da derinleştiriyor.
Bürokratların ve Sivil Toplum Kuruluşlarının F-word diye tanımladıkları kıtlık kavramını telaffuz etmeleri krizin en üst yani beşinci seviyede olduğuna işaret ediyor. Bu tanımın resmi ağızdan yapılabilmesi için belli bazı kriterlerin gerçekleşmesi gerek; yani belli sayıda insanın ve çocuğun ölmesini beklemek gerek.
Uzmanlar bu kelimenin çok güçlü olduğunu hatta hükümet devirebilecek güçte olduğu görüşünde. Kıtlığın bir önceki evresi ise “Yetersiz Beslenme (Starvation).” Yani bugün Somali’nin karşılaştığı kriz yetersiz beslenme sorunun kıtlığa dönüşmesi. BM’nin ya da diğer kurumların kıtlık alarmı vermesi için toplam nüfusun %20’sinin günlük 2.100 kaloriden daha az beslenmesi, toplam çocuk nüfusunun %30’unun yetersiz beslenme seviyesinde olması, her gün 10.000 kişide 2 ölümün ya da 10.000 çocukta 4 çocuğun beslenme yüzünden ölmesi gerekiyor.
Bu kriterler gerçekleştiğinde “KITLIK” alarmı veriliyor ve dünya kamuoyundan destek isteniyor. Genellikle hükümetler prestijleri açısından bu seviyeyi kolay kolay kabullenmiyorlar. Bu yüzden Somali’de devlet olmadığı için kıtlık alarmı vermek de BM’ye düştü. Somali’deki geçici hükümet yetkilileri sorunun kapasitelerini aştığını itiraf ederek yardım çağrısında bulundu. BM 1991-1992 yıllarından bu yana Somali’de ilk kez Kıtlık alarmı veriyor.
Bugün Afrika Boynuzunda yaşayan 10 küsur milyon insanın hayatı risk altında. Sorun sadece Somali ile sınırlı değil. Kenya ve Etiyopya gibi ülkelerde de yetersiz beslenme ve açlık sorunu var. Sorun zamanında çözülmezse açlıktan ölen insan sayısının daha da artması bekleniyor. Amerikan Yardım Ajansı(USAID) ülkelere göre gıda yardımı bekleyen insan sayısını şöyle sıralıyor:
Yardım bekleyen insan sayısı toplam: 10,27 milyon
Kenya: 3,5 milyon
Etiyopya: 3,2 milyon
Somali (Acil) : 2,85 milyon
Uganda: 600 bin
Cibuti: 120 bin
Kenya’daki Somalili mülteciler (Acil): 405,068
Etiyopya’daki Somalili mülteciler (Acil): 111,556
Somali’de yaşanan gıda krizine sebep ülkedeki iç savaş ve siyasi istikrarsızlığın yanında kuraklık ve gıda fiyatlarındaki %30’luk artış gerekçe gösteriliyor. Bunların hepsi farklı oranlarda sorunu etkileyen faktörlerdir.
Somali’deki gıda sorunu 2009 yılından beri devam etmekte. Son zamanlarda yeterli yağmur alamayan bölge kuraklığın pençesi altında. Ülkedeki geçici hükümet tarım planlaması yapmaktan çok uzak. Tarım arazileri verimli kullanılamazken ülkenin diğer kaynakları da askeri harcamalarla çarçur edilmekte.
Orta Doğu coğrafyasında yaşanan son gelişmeler ve petrol fiyatlarındaki artış tarımsal üretimi de etkilemektedir. Ulaşım giderlerindeki ve girdi fiyatlardaki bu artışlar temel gıda maddelerinin fiyatlarını da belirlemektedir. Gıda fiyatlarındaki bu artış gelişmemiş ülkelerdeki yoksul halkı etkilerken yoksulluğun kol gezdiği Güney Asya’daki bazı ülkelerin Afrika ülkelerinden pek de farkı yok aslında.
Somali’deki siyasi istikrarsızlığa gelince bu Amerika’nın o bölgedeki varlığı ile ilişkilendirilebilir. Daha geçtiğimiz hafta Amerika’nın Somali’deki Guantonamo tarzı gizli hapisleri gündeme geldi. Amerika askeri birimleri bu iddiayı reddetse de Amerika’nın bu bölgedeki silahlı operasyonları bilinmekte. Amerika, Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu açıklarında gemilere düzenlenen korsan saldırıları durdurmak iddiasıyla bu bölgedeki askeri varlığını arttırmakta. Kızı Denizi en iyi kontrol eden stratejik konuma sahip Somali, Irak ve Afganistan ile aynı kaderi paylaşıyor; bu yüzden de yakın bir gelecekte istikrara kavuşması pek olası görünmüyor.
Ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde Somali’de açlıktan ölümler yaşanıyor. Oruç tutacak Müslümanlar Somali’deki kardeşlerini durumunu daha iyi anlayacaktır. Umarız İslam ülkeleri ve özellikle Türkiye bonkör davranarak Somali’ye gereken desteği bir an önce verirler.