Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Ocak 2013
Burkina Faso bulunduğu
coğrafyadaki diğer ülkeler ile kıyas edildiğinde görece daha sakin bir ülke
portresi çıkıyor ortaya. Ülkeyi çevreleyen büyük komşularından Mali, Fildişi
Sahilleri ve Nijer derin sosyo-ekonomik ve siyasi sorunlar içinde yüzerken
Burkina Faso daha istikrarlı bir görünüme sahip. Denize kıyısı olmayan ülkenin
başkenti Ouagadougou (yazması çaba gerektiriyor-okunuşu Vagadugu) merkezi bir
konuma sahip. Afrika’nın diğer ülkelerinde nadiren rastlanan bu özellik ülkenin
yönetimi açısından da stratejik bir avantaj.
Burkina Faso’nun kelime anlamı
“hür insanlar diyarı” demekmiş. Ülkenin eksi ismi ise “Upper Volta Cumhuriyeti”.
Fransızların koyduğu bu isim coğrafi bir tanımlama aslında. Bu ismi beğenmeyen
Thomas Sankara sömürgecilik sonrasında 1984’de ülkenin ismini Burkina Faso
olarak değiştirmiş. Söylemesi ve yazması zor olsa da bu isim daha uygun ülke
için.
Burkina Faso’da dokuz-on kadar farklı
etnik grup bulunuyor. Nüfus olarak Mossi’ler en büyük etnik grubu temsil
ediyor. 15 milyon nüfusa sahip Burkina Faso yüz ölçümü olarak Türkiye’nin
dörtte birinden biraz daha büyük. Ülke nüfusunun %80’i tarım sektöründe
çalışıyor. Sanayi üretimi yok denecek kadar az. Ülkede yabancıların işlettiği
altın, fosfat, bakır ve magnezyum madenleri bulunuyor. Altı büyük altın
madeninin bulunduğu ülke Afrika’nın dördüncü büyük altın üreticisi. Ancak bu
madenlerin ülkeye büyük fayda sağladığını söylemek zor. Burkina Faso da Batı
Afrika Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECOWAS) üyesi ve ortak para kullanımına
tabi. Bu yüzden Mali’de edindiğiniz CFA’yı burada da rahatlıkla
kullanabiliyorsunuz.
Ülkede dikkat çeken özelliklerden
biri insanların çalışkanlığı ve çevre bilincinin gelişmiş olması. Başkent sokaklarındaki
cadde temizliği dikkat çekici. Ülkede bulunduğumuz günlerde belediye seçimleri
vardı bu temizliğin seçimle alakalı olup olmadığını sorduğumuzda seçimle
alakalı olmadığı cevabını aldık. Dikkat çeken başka bir husus sokaklarda
domuzların serbestçe dolaşıyor olmasıydı. İnsanlara zarar vermeyen domuzlar özellikle
ara sokaklarda sıklıkla karşımıza çıkıyordu. Hava sıcaklığı serin aylarda
olmamıza rağmen 30 derece dolaylarındaydı. Öğrendiğimize göre yaz aylarında
sıcaklıklar 40 derecenin üstünde seyrediyormuş.
Başkentin içerisinde bir göl var.
Gölün etrafında hobi bahçeleri gibi küçük bahçeler var. İnsanlar her daim bir
şeylerle uğraşıyor bu bahçelerde. Küçük çapta tarımsal üretim yapıyorlardı.
Daha iç kesimlerde ise milet isminde bir tahıl üretimi yapılıyor. Bu tahılın
işlenmesi ise meşekkatli zira milet taneleri önce dövülüyor sonra taşta
ezilerek una çevriliyor.
Benzin fiyatı çok yüksek
olmamasına rağmen Burkina Faso’da motorsikler ve bisiklet kullanımı oldukça
fazla. Kadınlar, kızlar, çocuklar oldukça profesyonel biniciler. İki tekerli
araçlar için ayrı yollar ve trafik ışıkları mevcut.
Seçimler olması sebebiyle parti
afişleri süslüyordu sokakları. Parti amblemleri ise fil, aslan gibi
hayvanlardan seçilmişti. Ülke nüfusunun %60’ı Müslüman olmasına rağmen siyasi
arenada Müslümanların temsil gücü oldukça zayıf anladığımız kadarıyla. Müslüman
seçmenler üç büyük parti arasında bölünmüş durumda. Nüfusun %23 kadarı
Hıristiyanlardan oluşmaktaymış ancak etrafta pek fazla kilise görünmüyordu.
Hıristiyanlar okul işletmeciliğinde büyük mesafe kat etmişler. Çok sayıda özel
okul ve kolejleri var. Müslümanlar sömürgecilik döneminde çocuklarını okullara
göndermeyi reddettikleri için daha cahil kalmışlar. Şimdi bu boşluğu gidermenin
telaşı sarmış herkesi. İlerleyen yıllarda ülkede Müslümanlar daha etkili hale
gelecektirler. Büyük bir okuma şevki var. Küçücük sınıflarda yüzün üzerinde
çocuk okuyor. Görüştüğümüz Müslüman önderler en başta okul ve eğitim istiyorlardı.
Ülkenin kuzey sınırına giden yok
sadece 200 km. ancak yolun sadece yarısı asfalt olduğu için yolculuk saatler
alıyor. Toprak yolun bitiminde ise Djibo kasabası ve Mali’den gelen
mültecilerin toplandığı kamp alanı var. Kamp alanı oldukça geniş bir alana
yayılmış.
Başkent yakınlarındaki Bazoule
parkı timsahları ile biliniyor. Doğal gölde 250 civarında irili ufaklı timsah
yaşıyor öğrendiğimize göre. Gölün yakınlarında küçük bir köy var. Çocukların
oyun alanları ise timsahların oldukça yakınında. Çocuklar top oynarken bir
timsah kapacak diye insanın aklı çıkıyor. Ancak park görevlilerine göre bu
timsahlar kutsanmış. O yüzden insan yemiyorlarmış.
Türkiye’nin elçiliği bulunan
Burkina Faso’ya Türkiye’den direk uçuş henüz yok. Bu yüzden Fas, Cezayir ya da
Tunus üzerinden uçmak gerekiyor. Ülkede Türkiye’den giden çeşitli cemaatlere
ait dini ve seküler okullar mevcut. İHH İnsani Yardım Vakfı da çok sayıda proje
yürütüyor bu ülkede bunlar arasında cami, okul, meslek edindirme kursları ve su
kuyuları var.
Ülkede tarihi doku neredeyse yok.
“Çok eski” deniler binaların ömrü yirmi seneyi geçmiyor. Ülkeyi fiili olarak
işgal eden Fransa sömürgecilik döneminde hiç yatırım yapmamış. İnsanların
Fransızca bilmelerinin ve toplumsal düzenlerinin dışında Fransa işgaline işaret
eden bir eser yok. Ancak siyasi arenada ülke hala Fransa siyasetinin etkisi
altında. Burkina Faso’nun son zamanlarda yaptığı hayırlı işlerin başında
Mali’de yaşanan siyasi krizde ara buluculuk görevi üstlenmesi. Mali’deki
isyancı grupların liderleri Mali devlet temsilcileri ile Burkina Faso’da
görüşüyorlar. Görüşmelerden hayırlı bir sonuç çıkmasını ümit ederiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder