Cumartesi, Ocak 19, 2013


FRANSIZ ASKERLERİ NEDEN MALİ’DE?
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni Ocak-2013

Afrika ve dünya gündemini takip edenlerin sorduğu soru bu: Fransa neden Mali’de? Bu bir güç gösterisi mi? Eski sömürgeler üzerinde tahakküm kurma girişimi mi? Yoksa ülkenin yer altı zenginlikleri mi sömürülmek isteniyor?

Fransa’nın Mali’ye uyguladığı askeri müdahale henüz çok yeni. Bizler kadar Fransızlar da bu soruya cevap arıyor. Fransa devleti uluslar arası kamuoyunu ve halkını Mali’de ters giden işleri düzeltmek için orada olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Gösterilen amaç Mali’nin kuzeyini radikal İslamcılardan temizlemek. Fransa ağzıyla söylersek el-kaide’den temizlemek ve Mali’nin toprak bütünlüğünü sağlamak.

Fransa’nın salt Mali halkının refahını, dirlik ve düzenini tesis etmek için orada olduğuna inanmak saflık olur sadece. Bu bir tek gerekçe ile açıklanamayacak bir girişim. Avrupa’nın içindeki finansal krize rağmen Fransa’nın aldığı büyük risklere bakılırsa kazanımlarının da büyük olması gerek. Küresel güçler büyük hamlelerini yaparken kar-zarar çıkarımları mutlaka yaparlar.

Tabi asıl niyeti Allah bilir ancak biz sadece çıkarımlar yapabiliriz. Elbette tarihi geçmişe, başka müdahalelere ve geliştirilen siyasi söylemlere bakarak analiz edebiliriz bu durumu.

Önce Mali’nin önemine ve kamuoyuna lanse edilen dezenformasyona vurgulama yapmak gerekir. İsmi fazla duyulmayan Mali’nin tarihi geçmişi oldukça parlak. Batı Afrika’da İslamın kalbi konumunda. Kendine has mimari bir tarz geliştirmiş ender yerlerden. Mali’nin kuzey bölgeleri bir zamanlar bilginin kaynağı ve dönemin yazma eserlerinin toplandığı bir entelektüel merkez. Yazılı bir geleneğe sahip. Şu an çatışmaların yaşandığı şehirlerdeki kütüphanelerde 700 bin civarında el yazması nadir eser bulunuyor. 13.-16. yy arasında toplanan bu miras Fransa’nın sömürgecilik döneminde bölgeye girmesiyle yağmalanmış ve 1 milyondan fazla yazma eser Fransa kütüphanelerine taşınmış. Halk ellerindeki bu mirası toprak altına gömerek kurtarabilmiş.

Batı Afrika sömürgecilik döneminin ağır tahribatını yaşamış bir bölge. Fransa sömürgeleri dünyanın en fakir ülkeleri hala. Mali dünyanın en fakir 4. ülkesi. Fransa’nın bölgede ekonomik ve siyasi bir networku var. Mali’de yaşayan 6 bin Fransız vatandaşından anlıyoruz bunu. Fransa’nın refah seviyesi ise bu bölgeye hiç yansımamış. Halk fakir.

Afrika’da işler değişmeye başladı. Artık geleneksel aktörler eski sömürgelerine söz geçirmekte zorlanmaya başladı. Çin, Rusya, Brezilya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler iş yapmaya istekliler. Afrikalılar sömürgeci güçlere gebe olmadıklarını anlamaya başladılar. Bu durum geleneksel aktörlerin etkisini zayıflatıcı etkiye sahip. Çin Afrika’da en çok dış yatırım yapan ülke günümüzde. Petrol ihtiyacının büyük kısmını Angola ve Sudan’dan karşılıyor. Türkiye’nin Afrika ile ticaret hacmi her yıl artarak katlanıyor. Bu durum Amerika, Fransa ve İngiltere’yi Afrika’da daha agresif politikalara itiyor.

Selefi İslam anlayışının Afrika’da güçlenmeye başladığı doğru bir tespit. Mali’de de bunu görebiliyoruz. Sünni İslam anlayışı taraftar kaybediyor çünkü halkın içine düştüğü sosyo-ekonomik bunalımlara cevap üretemiyor. Siyaset ile daha içli dışlı. Bu durum selefi akımların taraftar toplamasını kolaylaştırıyor. Devletten hizmet alamayan bölgeler devlete karşı isyan bayrağını çekerek meseleyi çözme yoluna giriyorlar. Mali devletinin ülkenin kuzeyinde kontrolü kaybettiği söylemi ne yazik ki yanlış. Bamako’daki zayıf idare hiçbir zaman ülkenin kuzeyinde etkili olamadı. Sadece birkaç karakol kurmak ve merkeze yakın isimleri oraya idareci atamakla bu kontrolü sağladıklarını sandılar. Halk ise kabile reislerine, dini liderlere saygı ve sevgi duydu; onları kendine daha yakın buldu. Meselelerinin çözümünde onları etkili gördü. Mali krizinde siyaset üzerinden çok şey söylenebilir ancak silahlı güçlerin ve İslamcıların güç kazanmasında fakir halkın sosyo-ekonomik durumu büyük rol oynamakta.

Böylesi bir operasyon ile Fransa neyi amaçlıyor? Bu soruya birden çok cevap vermek mümkün. Elbette her şeyi bir sebebe bağlamak imkansız. Fransa’nın farklı siyasi, ekonomik ve askeri beklentileri olmalı. Batı Afrika içinde merkezi bir konuma sahip bu bölgenin kontrol astına alınması çevre ülkelere nüfuz etme noktasında avantaj sağlayabilir heleki burada kalıcı askeri üstler tesis edilirse. Mali’nin kuzeyi Burkina Faso, Cezayir, Moritanya ve Nijer ile komşu. Bölgede zengin uranyum, altın, petrol ve fosfat yataklarının olduğu tezini de göz ardı edemeyiz elbette. Nijer’in kuzeyinde uranyum işleyen Fransa nükleer bir güce sahip. Reaktörleri için uranyum ihtiyacı var. Elektrik üretiminin %70’ini nükleer santrallerden karşılıyor.

Mali’nin kuzeyi Sahra çölü içinde yer alıyor. Bizim tek çöl olarak gördüğümüz Sahra orada yaşayan insanlara göre birden fazla çölden oluşuyor. Dünyanın en büyük çölü Sahra’nın altı ise tam anlamıyla bir deniz. Afrika çok zengin yer altı sularına sahip. Öyle ki yerüstündekinin 100 katı daha fazla tatlı su kaynağı yeraltında (http://www.bbc.co.uk/news/science-environment-17775211). Sahra tatlı suya erişimde bu yüzden oldukça önemli bir saha. İnsan yaşamını zorlayan Sahra aynı zamanda tam bir güneş enerjisi deposu. Buraya düşen güneşin %0,03’ü tüm Avrupa’nın bir yıllık elektrik enerjisini karşılayabiliyor. Sahrada dev güneş panelleri ile deneyler zaten uzun zamandır yapılıyordu. Bu deneylere nükleer deneyleri de eklemek gerek. 1960’larda Fransa’nın bu coğrafyalarda yaptığı nükleer deneyler oldukça meşhur. Bu deneylerden elde edilen sonuçlar İsrail’in nükleer güce kavuşmasında da başrolü oynamış. Deney demişken bir de tarım deneyleri var elbette. Bugün Fransa’nın Sahra çölünde tarımsal üretim yapmak için deneyler yaptığı biliniyor.

Fransa bu operasyon ile başka kazanımlar da elde etmeyi istiyor elbette. Eski sömürgeleri üzerinde daha güçlü etki oluşturma, kurtarıcılık rolü ile Afrika ile ilişkilerini düzeltme ve Afrika halklarının sempatisini kazanma gibi. Bölge üzerinden İslami hareketleri kontrol etme ve zamanında muhtemel iktidar değişikliklerinin önüne geçebilmesi mümkün. Kuzey Afrika’da yaşanan Arap Baharı atmosferini düşünürsek mesele daha net anlaşılır. Kuzey Afrika’yı kontrol edecek gücün hem Akdeniz üzerinde hem de sahra üzerinde etkinliği olması gerekir.

İşte tüm bunlar Fransa’nın elde edebileceği kazanımlar. Bu yüzden Fransa Mali’de.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder