FRANSIZ ASKERLERİ NEDEN MALİ’DE?
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni Ocak-2013
Afrika ve dünya gündemini takip edenlerin sorduğu soru bu:
Fransa neden Mali’de? Bu bir güç gösterisi mi? Eski sömürgeler üzerinde
tahakküm kurma girişimi mi? Yoksa ülkenin yer altı zenginlikleri mi sömürülmek
isteniyor?
Fransa’nın Mali’ye uyguladığı askeri müdahale henüz çok yeni.
Bizler kadar Fransızlar da bu soruya cevap arıyor. Fransa devleti uluslar arası
kamuoyunu ve halkını Mali’de ters giden işleri düzeltmek için orada olduğuna
ikna etmeye çalışıyor. Gösterilen amaç Mali’nin kuzeyini radikal İslamcılardan
temizlemek. Fransa ağzıyla söylersek el-kaide’den temizlemek ve Mali’nin toprak
bütünlüğünü sağlamak.
Fransa’nın salt Mali halkının refahını, dirlik ve düzenini
tesis etmek için orada olduğuna inanmak saflık olur sadece. Bu bir tek gerekçe
ile açıklanamayacak bir girişim. Avrupa’nın içindeki finansal krize rağmen Fransa’nın
aldığı büyük risklere bakılırsa kazanımlarının da büyük olması gerek. Küresel
güçler büyük hamlelerini yaparken kar-zarar çıkarımları mutlaka yaparlar.
Tabi asıl niyeti Allah bilir ancak biz sadece çıkarımlar
yapabiliriz. Elbette tarihi geçmişe, başka müdahalelere ve geliştirilen siyasi
söylemlere bakarak analiz edebiliriz bu durumu.
Önce Mali’nin önemine ve kamuoyuna lanse edilen
dezenformasyona vurgulama yapmak gerekir. İsmi fazla duyulmayan Mali’nin tarihi
geçmişi oldukça parlak. Batı Afrika’da İslamın kalbi konumunda. Kendine has
mimari bir tarz geliştirmiş ender yerlerden. Mali’nin kuzey bölgeleri bir
zamanlar bilginin kaynağı ve dönemin yazma eserlerinin toplandığı bir
entelektüel merkez. Yazılı bir geleneğe sahip. Şu an çatışmaların yaşandığı
şehirlerdeki kütüphanelerde 700 bin civarında el yazması nadir eser bulunuyor.
13.-16. yy arasında toplanan bu miras Fransa’nın sömürgecilik döneminde bölgeye
girmesiyle yağmalanmış ve 1 milyondan fazla yazma eser Fransa kütüphanelerine
taşınmış. Halk ellerindeki bu mirası toprak altına gömerek kurtarabilmiş.
Batı Afrika sömürgecilik döneminin ağır tahribatını yaşamış
bir bölge. Fransa sömürgeleri dünyanın en fakir ülkeleri hala. Mali dünyanın en
fakir 4. ülkesi. Fransa’nın bölgede ekonomik ve siyasi bir networku var.
Mali’de yaşayan 6 bin Fransız vatandaşından anlıyoruz bunu. Fransa’nın refah
seviyesi ise bu bölgeye hiç yansımamış. Halk fakir.
Afrika’da işler değişmeye başladı. Artık geleneksel aktörler
eski sömürgelerine söz geçirmekte zorlanmaya başladı. Çin, Rusya, Brezilya,
Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler iş yapmaya istekliler. Afrikalılar sömürgeci
güçlere gebe olmadıklarını anlamaya başladılar. Bu durum geleneksel aktörlerin
etkisini zayıflatıcı etkiye sahip. Çin Afrika’da en çok dış yatırım yapan ülke
günümüzde. Petrol ihtiyacının büyük kısmını Angola ve Sudan’dan karşılıyor.
Türkiye’nin Afrika ile ticaret hacmi her yıl artarak katlanıyor. Bu durum
Amerika, Fransa ve İngiltere’yi Afrika’da daha agresif politikalara itiyor.
Selefi İslam anlayışının Afrika’da güçlenmeye başladığı doğru
bir tespit. Mali’de de bunu görebiliyoruz. Sünni İslam anlayışı taraftar
kaybediyor çünkü halkın içine düştüğü sosyo-ekonomik bunalımlara cevap
üretemiyor. Siyaset ile daha içli dışlı. Bu durum selefi akımların taraftar
toplamasını kolaylaştırıyor. Devletten hizmet alamayan bölgeler devlete karşı isyan
bayrağını çekerek meseleyi çözme yoluna giriyorlar. Mali devletinin ülkenin
kuzeyinde kontrolü kaybettiği söylemi ne yazik ki yanlış. Bamako’daki zayıf
idare hiçbir zaman ülkenin kuzeyinde etkili olamadı. Sadece birkaç karakol
kurmak ve merkeze yakın isimleri oraya idareci atamakla bu kontrolü
sağladıklarını sandılar. Halk ise kabile reislerine, dini liderlere saygı ve
sevgi duydu; onları kendine daha yakın buldu. Meselelerinin çözümünde onları
etkili gördü. Mali krizinde siyaset üzerinden çok şey söylenebilir ancak
silahlı güçlerin ve İslamcıların güç kazanmasında fakir halkın sosyo-ekonomik
durumu büyük rol oynamakta.
Böylesi bir operasyon ile Fransa neyi amaçlıyor? Bu soruya
birden çok cevap vermek mümkün. Elbette her şeyi bir sebebe bağlamak imkansız.
Fransa’nın farklı siyasi, ekonomik ve askeri beklentileri olmalı. Batı Afrika
içinde merkezi bir konuma sahip bu bölgenin kontrol astına alınması çevre
ülkelere nüfuz etme noktasında avantaj sağlayabilir heleki burada kalıcı askeri
üstler tesis edilirse. Mali’nin kuzeyi Burkina Faso, Cezayir, Moritanya ve
Nijer ile komşu. Bölgede zengin uranyum, altın, petrol ve fosfat yataklarının
olduğu tezini de göz ardı edemeyiz elbette. Nijer’in kuzeyinde uranyum işleyen
Fransa nükleer bir güce sahip. Reaktörleri için uranyum ihtiyacı var. Elektrik
üretiminin %70’ini nükleer santrallerden karşılıyor.
Mali’nin kuzeyi Sahra çölü içinde yer alıyor. Bizim tek çöl
olarak gördüğümüz Sahra orada yaşayan insanlara göre birden fazla çölden
oluşuyor. Dünyanın en büyük çölü Sahra’nın altı ise tam anlamıyla bir deniz.
Afrika çok zengin yer altı sularına sahip. Öyle ki yerüstündekinin 100 katı
daha fazla tatlı su kaynağı yeraltında (http://www.bbc.co.uk/news/science-environment-17775211).
Sahra tatlı suya erişimde bu yüzden oldukça önemli bir saha. İnsan yaşamını
zorlayan Sahra aynı zamanda tam bir güneş enerjisi deposu. Buraya düşen güneşin
%0,03’ü tüm Avrupa’nın bir yıllık elektrik enerjisini karşılayabiliyor. Sahrada
dev güneş panelleri ile deneyler zaten uzun zamandır yapılıyordu. Bu deneylere
nükleer deneyleri de eklemek gerek. 1960’larda Fransa’nın bu coğrafyalarda
yaptığı nükleer deneyler oldukça meşhur. Bu deneylerden elde edilen sonuçlar
İsrail’in nükleer güce kavuşmasında da başrolü oynamış. Deney demişken bir de
tarım deneyleri var elbette. Bugün Fransa’nın Sahra çölünde tarımsal üretim yapmak
için deneyler yaptığı biliniyor.
Fransa bu operasyon ile başka kazanımlar da elde etmeyi
istiyor elbette. Eski sömürgeleri üzerinde daha güçlü etki oluşturma,
kurtarıcılık rolü ile Afrika ile ilişkilerini düzeltme ve Afrika halklarının
sempatisini kazanma gibi. Bölge üzerinden İslami hareketleri kontrol etme ve
zamanında muhtemel iktidar değişikliklerinin önüne geçebilmesi mümkün. Kuzey
Afrika’da yaşanan Arap Baharı atmosferini düşünürsek mesele daha net anlaşılır.
Kuzey Afrika’yı kontrol edecek gücün hem Akdeniz üzerinde hem de sahra üzerinde
etkinliği olması gerekir.
İşte tüm bunlar Fransa’nın elde edebileceği kazanımlar. Bu
yüzden Fransa Mali’de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder