Yazan: Serhat ORAKÇI
Batı Darfur’un başkenti El-Cenine Sudan’ın bittiği yer sayılır. Çünkü bu kent Sudan-Çat sınırında uçta bir yerleşim merkezi. Şehir merkezinden bir kaç saatlik yolculukla Çat’a gidilebiliyor. Hatta çarşıda sırf bu iş için taksiler bulunmakta. Gün boyu sınıra yolcu taşıyan bu taksilerin fiyatı 5 Cüneyh yani 2 dolar. El-Cenine şehri aslında sakin bir kasabayı andırıyor. Çarşısı merkez ve bu merkezin etrafında evler ve resmi binalar bulunmakta. Şehrin hemen yanı başında kurumuş bir nehir yatağı var. El-Cenine’yi katadeden yatak Çat’a uzanıyor. Yağmurlu mevsimlerde nehrin aktığını görmek mümkün ama ben altı ay arayla yaptığım iki gezide de sadece kuru halini görebildim.
2003-2004 yıllarında Darfur’da çatışmaların artmasıyla şehir yüzbinlerce mülteciye sığınak olmuş. Şehrin çevresinde onlarca mülteci kampı bulunmakta. Bunlardan bir kaç tanesi oldukça büyük kamplar. Bunlardan bazılarının isimleri şöyle: Kirinding kampı, Riyad kampı, Ebuzer ve Huccac kampları. Tüm bu kamplarda çatışmalarda köylerini terketmiş insanlar yaşamakta. Kaçtıkları yerlerde güvenlik olmadığı için bu kampları terketmek istemeyen bu insanların yaşamı dışardan gelen yardımlara bağlı. Ama gene de ufak bir toprağı ekip biçmeye çalışan, koyun sağan, satıcılık yapan insanları görmek mümkün. Sağlık ve hijyen şartlarının ortalamanın çok çok altında olduğu bu kamplarda sağlık hizmetleri gönüllü yardım kurumlarının kurduğu ufak sağlık merkezlerinde sağlanıyor. Şehir merkezinde bulunan hastanelerin imkanları kısıtlı olduğu için ciddi operasyonlar için hastaların mutlaka Niyala ya da Hartum’a gitmesi gerekiyor. El-Cenine’den hartuma çitf yönlü uçuşlar 350-400 dolara tekabül ediyor. Maddi durumu el vermeyenlerin bu yoılculuğu yapması elbette ki imkansız.
Mayıs 2009’daki ilk ziyaretimden bu yana şehirde pek birşey değişmemiş. Geceleri patlamaya başlayan silah seslerinin ritmi bile aynı. Kurban bayramı olması nedeniyle şehir merkezi sakin. Dükkanlar ve seyyar satıcı tezgahları kapalı. Devlet daireleri de bayram boyunca kapalı. Hatta havalimanı bile çalışmıyor. Arife günü bizi getiren uçak bayram bitimine kadar hareket etmeyecekmiş öğrendiğime göre.
Bayram ın bu kadar sönük geçtiği bir yer görmedim hayatımda. Kurban kesildiğini dahi pek az gördüm. Üç-dört evin önünde toplaşan insanlarda olmasa bayram olduğunu anlamak çok güç. Bayram namazı neredeyse 10’a doğru kılınıyor. Öğlen namazı da 3’e yakın... İnsanlar bayram namazına beyazlar içinde geliyor. Büyük bir meydanı mescit haline getirerek bayram namazını kılıyorlar. Namaz bitiminde herkes yanındakinin elini sıkarak bayramlaşıyor.
Kasım ayının sonu olması nedeniyle havalar umduğumdan daha soğuk. Özellikle sabah 6 gibi buz gibi oluyor hava. Öğleye doğru tekrar ısınıyor. Akşamları gene soğumaya başlıyor. Tam bir çöl iklimi hakim.
Suya ulaşım kısıtlı olduğu için su taşıyan eşşekleri şehrin her yerinde görmek mümkün. Su taşıma işini de çocuklar üstlenmiş. Bir eşşek yükü su 2 cüneyh ediyor. Eşşeklerin sırlarında sağlı sollu tulumlar var. Bu tulumlar özel bir deriden yapılıyor ve öğrendiğime göre eşşeğin fiyatından daha pahalı. Evlerin bahçelerinde su varilleri mevcut. Eşşeklerle eve getirilen su bu varillere transfer ediliyor. Daha sonra ev-içi kullanımı ve banyo tuvalet kullanımı için farklı kaplara aktarılıyor. Bu eşşeklerin özel bir sistemleri var. Suyun ağırlığının eşşeğin dengesini bozmaması için su tulumları sağlı sollu azar azar boşaltılıyor. Bu şekilde sağ ve sol her zaman dengede kalabiliyor. Su satıcıları bu işte ustalaştığı için suyu hızla transfer edebiliyor.
El-Cenine’nin sıcak iklimi tarım için elverişli. Şehirde mandalina, portakal, limon ve mango ağaçları görmek mümkün. Buna karşın tarım üretimi yok denecek kadar az. Gerek teknik bilgi eksikliği gerekse bölgede yaşanan siyasi istikrarsızlık ve çatışmalar tarım üretimini ve sanayi üretimini geliştirmeyi imkansızlaştırmış. Yoğun bir nüfus barınmasına rağmen şehirde tek bir fabrika bulunmamakta. Tüm ihtiyaçlar Hartum’dan kamyonlarla temin edilmekte. Son yaşanan gelişmelerden belki de en olumlu olanı Hartum-El Cenine arasındaki ulaşımın eskiye nazaran geliştirilmesi. Daha önceden bir kamyonun bu güzargahta Hartum’dan Cenine’ye varması 20-30 gün sürereken şimdilerde bunun neredeyse 10-12 güne düşmüş olması. Şehre ayrıca Çat sınırından da malzeme girmekte. Bu sayede Hartum’da göremeyeceğiniz bazı ürünleri Cenine pazarlarında görmek mümkün. Şehirdeki başka bir ilginçlik de petrol istasyonunun olmaması. Benzinin de seyyar satıcılardan alınıyor olması.
Şehir merkezinde bulunan tahıl pazarı hareketli yerlerden biri. Bu pazarın ilginçliği ise Amerika’dan hibe gelen un ve şeker çuvallarının satılıyor olması. Üzerlerinde USAID yazılı bu amerikan bayraklı çuvallar tahıl satıcılarının depolarından halka satılmakta. Buna benzer daha başka bir üründe USAID ambalajlı yağ kutuları. Bunlarda hemen hemen tüm pazarlarda satılmakta. Zamanında hibe edilen bu gıda maddelerinin nasıl ticari meta haline dönüşerek pazarlarda alıcıya çıktığını bilemiyorum ama bu bile ayrı bir sektör haline şimdiden dönüşmüş.
El-Cenine Darfur çatışmalarından en çok etkilenen merkezlerden biri. İnsani yardım kurumlarına bölgede çok ihtiyaç var. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin geliştitilmesi için özel çaba gerekli. Avrupa’dan bazı yardım kurumları bulunsa da bunların sayıları oldukça az. En çok dikkat çeken kurumların başında Unicef ve Dünya Gıda Örgütü geliyor. Maalesef Türkiye’den hiçbir kurum burada faaliyette değil. Bu yüzden İHH İnsani Yardım Vakfı adına bu kurban bayramında özellikle seçtiğimiz bir yer burası. Türk insanın Darfur halkını unutmadığını bu coğrafyaya kayıtsız kalmadığını göstermek istiyoruz. İleri ki dönemlerde daha farklı projelerle bu bölgeye gelmeyi bölgede barış gelmesine katkıda bulunacak çalışmalar yapmayı kendi adımıza umut ediyoruz.
Dünyanın bir köşesinde insanlar obeziteden ölmekte.Diğer tarafında açlıktan...Bir tarafta bilim admları sözde şişmanlığın geniyle uğraşmaşta,diğer tarafta insanlar çok basit hastalıklardan hayatını kaybetmekte...Gel de dünya düzenine isyan etme...
YanıtlaSil