Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Tammuz 2010
Sudan’ın başkenti Hartum’dan küçük uçaklar kalkıyor Batı Darfur’a. Geneli Rus yapımı eski uçaklar bunlar. Batı Darfur Eyaletinin başkenti El Cenine’ye gidiş-geliş bileti 400 dolar civarında. Sudan’da kişibaşına düşen milli gelirin yıllık ortalama 1000 dolar civarında olduğu düşünülürse bu fiyat oldukça pahalı.
El Cenine Sudan-Çad sınırına sıkışmış bir şehir. Nüfusu göçmenlerle birlikle 1.5 milyon civarında. El Cenine şehri etrafında çok sayıda mülteci kampı bulunmakta. Bu kamplarda Darfur krizi yüzünden köylerini yahut kasabalarını terketmiş insanlar barınıyor. Bazı mülteci kamplarında 10-15 bin kişi barınıyor. Buralara toplanmış insanlar dışarıdan gelen yarımlarla hayatlarını emaneten sürdürmekte. El Cenine Darfur’daki diğer bölgelere göre daha az yardım alıyor. Gerek güvenlik gerekse ulaşım sıkıntıları STK’ların bölgede çalışmasını zorlaştırıyor. Yardımlar kesintiye uğradığında ise açlık ve benzeri sorunlar başgösteriyor. İstihdam oranının çok düşük olduğu bölgede fakirlik seviyesi oldukça yüksek. Ticari ve tarımsal faaliyetler de güvenlik nedeniyle kısıtlanmış durumda.
El Cenine şehri Sudan’ın batı sınırındaki en son yerleşim birimi. Çad’a giden bir nehir yatağı ile çevrelenmiş şehirde iki katlı bina görmek imkansız neredeyse. Şehrin merkezinde bir meydan ve bu meydanda ufak dükkanlar ve seyyar satılar mevcut. Tahıl pazarı, hayvan pazarı gün içindeki kalabalık yerler. Saat beşten sonra ise meydan boşalıyor. Akşam karanlığı çöktüğünde ise üç beş açık dükkanın dışında sokaklarda kimse kalmıyor. El Cenine’de akşamları sokağıa çıkmak sakıncalı hele de yabancılar için. Son zamanlarda bölgede çalışan bazı yabancılar Sudan Ulusal Ordusu ile çatışan isyancılar tarafından fidye için kaçırılmış. Bu yüzden geceleri sokakta gezinmek riskli.
Şehrin 10-15km. dışında güvenlik sorunu daha da artıyor. Bu yüzden askeri koruma olmadan bölgede dolaşmak mümkün değil. Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler Darfur Barış Misyonu (UNAMIS) bölgede sivilleri korumaya çalışıyor. Ağır silah taşıyan askeri araçlar şehrin içinden konvoy halinde geçiyor. Bu manzaraya alışan halk askerlere pek aldırış etmeden işine gücüne bakıyor. Buna rağmen halk cancavit ismi verilen silahlı milislerden korkuyor. At sırtında gezinen cancavitlerin yüzleri kapalı olduğu için sadece gözleri görünüyor. Sırtlarında her daim tüfek taşıyan bu atlı milisler Sudan Ulusal Ordusu ile işbirliği yaparak isyancı gruplara karşı savaşıyor. Ordunun zayıf olduğu bölgelerde bu milisler kontrolü elinde tutuyor.
El Cenine şehrinin dışında yerleşim oldukça dağınık. Beş-on hanenin kümelendiği çok sayıda ufak köy var. Bu köylerde derme çatma evler sazlıktan, çalı çırpıdan yapılmış. İsyancı gruplar ile Sudan Ordusu arasında gerçekleşen silahlı çatışmalar yüzünden çoğunluğu bir ailenin ya da kabilenin yaşadığı bu ufak yerleşim birimleri büyük risk altında. Bu yüzden insanlar köylerini terkederek şehirlerin etrafındaki mülteci kamplarına sığınıyor. El Cenine nüfusunun neredeyse yarısı mülteci statüsünde. Bu mülteciler güvenlik nedeniyle geldikleri yerlere geri dönmek istemediklerinden bu kamplarda yaşamlarını zor şartlar altında devam ettiriyor. Bu kamplarda bina yapmak hükümet tarafından yasaklanmış. O yüzden kamplarda bina yok sadece dermeçatma kulubeler var. Hükümet El Cenine şehrinin yerlileri tarafından yabancı olarak algılanan mültecileri geldikleri gerlere geri göndermek istiyor ama bu göründüğünden oldukça zor bir iş.
Limon, Mandalina, Portakal ve Mango yetişen bölge tarıma elverişli olmasına rağmen neredeyse hiçbir tarımsal faaliyet yok. Gerek güvenlik sorunu gerekse teknolojik altyapı yokluğu bu potansiyelin kullanılmasının önündeki engeller. Aynı şekilde sanayi üretimide yok denecek düzeyde. Bu yüzden bölgenin ihtiyaçları Hartum ya da Çad’dan karşılanıyor. Hartum-El Cenine arasında 10-15 günde gidip gelen kamyonlar şehrin ihtiyaçlarını getiriyor. Benzer bir şekilde Çad’dan da bazı ürünler gelmekte. Şehir merkezinden Çad’a taksi dolmuşlar gidip gelmekte. Her saferinde beş kişi götüren bu taksilerin kişi başı fiyatı 2 dolar civarında.
Şehir su şebekesi olmadığından suya ulaşım kısıtlı bu yüzden şehirde su taşıyan eşekleri sıkça görmek mümkün. Su taşıma işini çocuklar üstlenmiş. Bir eşek yükü su 2 cüneyh ediyor. Eşeklerin sırtlarında sağlı sollu tulumlar var. Bu tulumlar özel bir deriden yapılıyor ve eşeğin fiyatından daha pahalı. Eşeklerle eve getirilen su varillere transfer ediliyor. Daha sonra ev-içi kullanımı ve banyo tuvalet kullanımı için farklı kaplara aktarılıyor. Eşeğin dengesini bozmamak için bu tulumlar sağlı sollu azar azar boşaltılıyor. Bu şekilde sağ ve sol her zaman dengede kalabiliyor. Su satıcıları bu işte ustalaştığı için suyu hızlı bir şekilde transfer edebiliyor.
Özellikle mülteci kamplarında sağlık koşulları çok yetersiz. Su kaynaklarının kısıtlı olması kamplardaki hijyen şartlarını olumsuz etkiliyor. El Cenine şehir merkezinde bulunan hastanelerin imkanları da kısıtlı. Bu yüzden ciddi operasyon gereken hastaların mutlaka Niyala ya da Hartum’a gitmesi gerekiyor. Gelir seviyesinin çok düşük olduğu bölgede bu imkana sahip insan sayısı sınırlı.
Batı Darfur’da ve Darfur’un diğer bölgelerinde yaşamın normale dönmesi için uzun bir zamana ihtiyaç var sanki. İnsanların emaneten yaşadığı koşulların değişmesi ticari, tarımsal faaliyetlerin yanında eğitim ve sağlık şartlarının da iyileşmesine bağlı. Şimdilik geleneksel toplumlara özgü güçlü kabile ve aile bağları insanları bu kriz topraklarında ayakta tutuyor. Bu güçlü bağlar sayesinde kenetlenen Darfur halkı sosyal ve psikolojik gerginliklere yol açan zorlu şartlara direniyor. Barışın gelmesi, çatışmaların bitmesi ve halkın huzura kavuşması krizin içindeki tüm tarafarın özveride bulunmasını gerektiriyor.