Afrikalı
Mollalar
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Aralık 2015
Afrika’nın
en büyük ekonomik gücü Nijerya son yıllarda genelde hep Boko Haram’ın saldırı
haberleri ile gündemimize girmekte. Ancak geçen hafta ülkede sıra dışı bir
hadise cereyan etti: Nijerya ordusu ile ülkedeki Şii İslam Hareketi karşı karşıya
geldi. Zaria şehrinde Şia taraftarları sokak ortasında öldürülürken hareketin
lideri İbrahim Zekzeki tutuklandı. Olayın ardından ise İran resmi açıklamalar
yaparak Nijerya hükümetinden Şiilere yönelik baskının durdurulmasını istedi.
Nijerya’nın farklı şehirlerinde toplanan Şii taraftarlar “Özgür Zekzeki”
pankartlarıyla yürüyüşler düzenlediler.
Çin,
Türkiye, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin Afrika’ya açılım programı
konuşulup tartışılsa da benzer bir programı sessiz sedasız yürüten İran’a pek değinilmemekte.
Oysa İran da diğer ülkeler gibi Afrika ile ilişkilerini farklı strateji ve
amaçlar için geliştirmeye çalışmakta. Sudan, Tanzanya, Senegal, Kongo ve
Nijerya gibi ülkeler İran’ın Şia ideolojisi yaymaya çalıştığı ülkelerin başında
gelmekte.
Nijerya’nın
Zaria şehrinde yaşayan Molla Zekzeki oldukça popüler bir isim. Ülkede Şii
cemaatin temsilcisi konumunda. Nijerya İslam Hareketi’nin lideri aynı zamanda. Taraftarları
ile düzenli toplantılar düzenliyor, halka açık konuşmalar yapıyor. Afrika’nın
başka ülkelerini gezerek konferanslar veriyor. Konuşmalarında özellikle İsrail
terörüne değinerek Filistin’de yaşananlara dikkat çekiyor. Zekzeki Afrika’daki
Şiiliğin sembol isimlerinden. Nijerya’daki Şii nüfusun 5-10 milyon arasında
olduğu tahmin ediliyor. Afrika’nın genelinde ne kadar Şii nüfusu olduğunu
öğrenmek ise neredeyse imkansız. Bu konuda yapılmış bir çalışma ya da nüfus
sayımı bulunmuyor.
Şiiliğin
Afrika’da yayılımı çok yönlü bir realite. Tarihsel olarak Umman üzerinden İsmaili
tarikatının Tanzanya-Kenya kıyılarına ulaşarak sonrasında iç bölgelere yayılma
gerçekleşmiş. Lübnan’dan Afrika ülkelerine yerleşen göçmenler üzerinden de bir
yayılma söz konusu. İran merkezli kültürel, eğitim, ticaret gibi faaliyetler üzerinden
de belli bir ideolojik Şii yayılmacılığı söz konusu. 1979 yılında gerçekleşen
İran Devrimi’nin de sempatizan topladığı ve Şiiliğin yayılımında etkilerinin
olduğuna değinmek gerekir.
İran
kültür merkezlerinin etkinliğine ilk olarak Sudan’da şahit olduğumu
söyleyebilirim. Başkent Hartum’da apartman blokları arasında 1988’den beri
hizmet veren merkez halktan her kesime hizmet vermekteydi. Dil eğitimi, film
gösterimi gibi kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği merkez Şii propagandanın
enstrümanlarından biri sadece. Buna benzer bir merkezi Burundi’nin başkenti
Bujumbura’da da görmüştüm. Toplamda sadece 100-200 kişilik bir Şii nüfus için
oldukça görkemli sayılabilecek bir merkez faaliyetteydi. Bina hem ibadethane
hem de kültür merkezi olarak kullanılmaktaydı.
Senegal
Müslümanlarının da %7’sinin Şii olduğu tahmin edilmekte. Şiiliğin etkili olduğu
ülkelere Güney Afrika’yı da eklemek gerekir. Tanzanya, Benin ve Kongo’da da
hatırı sayılır Şii azınlık bulunmakta.
İran
her yıl Afrika ülkelerinden öğrencilere burs imkanı vererek İran
üniversitelerinde eğitim almalarını sağlıyor. Bu programla sıkı bir eğitimden
geçen gençler geri döndüklerinde İran’ın gönüllü neferleri haline gelmekte. Bu
program Afrika’da Şii ideolojinin yayılmasında önemli bir araç.
İran’ın
Afrika’ya ilgisine gelince bunu birkaç başlıkta irdelemek gerek. Öncelikli
olarak İran nükleer programı nedeniyle arkasındaki uluslararası desteği
arttırmak ve Afrika ülkelerinden bu konuda destek almak istiyor. Aynı zamanda
bu program için uranyum ihtiyacı bulunmakta. Nijer, Namibya, Kongo uranyumun
zengin olduğu Afrika ülkelerinin başında geliyor. Afrika ile ikili
ilişkilerinde nükleer teknoloji transferi umudu aşılayan İran uluslararası
baskıları azaltmak ve uranyum tedarik edebilmek için Afrika ülkeleriyle ilişkiler
kurmakta.
Kızıldeniz’de
yaşanan istihbarat toplama faaliyetlerinin dışında kalmak istemeyen İran burada
da etkili olmaya çalışmakta. Amerika’nın Cibuti üzerinden, İsrail’in Eritre
üzerinden yürüttüğü askeri operasyon ve istihbarat toplama çalışmalarına benzer
çalışmaları İran uzun süre Sudan üzerinden gerçekleştirmeye çalıştı. İran
donanmasına ait gemiler sık sık Port Sudan limanını ziyaret ederek gövde
gösterisi yaptı. İran’ın Sudan’nın Kızıldeniz’deki adalarında askeri üs kurma
talebi ise 2012’de geri çevrildi. Suudi Arabistan’ı rahatsız etmekten korkan
Sudan Şii yayılmacılığından rahatsız olsa da uluslararası baskılar ve kendine
uygulanan ambargo dolayısıyla İran ile ilişkilerini iyi düzeyde yürütmeye
çalıştı.
Ancak
son zamanlarda İran-Sudan ilişkilerinin iyiye gittiğini söylemek zor. Geçtiğimiz
yıl Sudan yetkili makamları İran’ın kültür merkezini kapattığını, diplomat ve
ateşelerini ülkeden çıkarttığını duyurdu. Sunni İslam anlayışının hakim olduğu
Sudan’da Şiiliğin yayılımı belli oranda herkesi rahatsız etmişe benziyor. Bu
ani kararda içsel tepkilerden ziyade körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’dan
gelen baskılar etkiliydi. Karşılığında ise gerilmeye başlayan Suudi
Arabistan-Sudan ilişkileri düzelmeye başladı. Kızıldeniz üzerindeki heveslerini
bırakacağa benzemeyen İran’ın alternatifleri ise Eritre ve Yemen. Yemen’de Şii
gruplar üzerindeki nüfuzunu sürdüren İran diğer yandan da İsrail’in yakın
partneri Eritre ile iyi ilişkiler geliştiriyor. Stratfor’un raporuna göre ilginç
bir şekilde hem İran hem de İsrail’in Afrika’nın en kapalı ülkesi Eritre’de
askeri üssü bulunuyor.
Nijerya’da
yaşanan olay sonrasında İran dahil dünyanın çeşitli yerlerinden Şii gruplar
açıklamalar ve protesto yürüyüşleri yapmakta. Molla Zekzeki’nin serbest
bırakılması için özellikle sosyal medya üzerinden duyurular yapılmakta. Nijerya
hükümeti konu hakkında resmi açıklama yapmazken şimdiden dünyanın değişik
yerlerindeki Şiilerin tepkisini toplamış durumda. Şiiliğin lider ülkesi İran
ile Afrika’nın en büyük ekonomisi Nijerya arasındaki ilişkilerin nasıl
şekilleneceği ise Molla Zekzeki’nin akıbetine bağlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder