Perşembe, Aralık 31, 2015

Afrikalı Mollalar
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Aralık 2015

Afrika’nın en büyük ekonomik gücü Nijerya son yıllarda genelde hep Boko Haram’ın saldırı haberleri ile gündemimize girmekte. Ancak geçen hafta ülkede sıra dışı bir hadise cereyan etti: Nijerya ordusu ile ülkedeki Şii İslam Hareketi karşı karşıya geldi. Zaria şehrinde Şia taraftarları sokak ortasında öldürülürken hareketin lideri İbrahim Zekzeki tutuklandı. Olayın ardından ise İran resmi açıklamalar yaparak Nijerya hükümetinden Şiilere yönelik baskının durdurulmasını istedi. Nijerya’nın farklı şehirlerinde toplanan Şii taraftarlar “Özgür Zekzeki” pankartlarıyla yürüyüşler düzenlediler. 

Çin, Türkiye, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin Afrika’ya açılım programı konuşulup tartışılsa da benzer bir programı sessiz sedasız yürüten İran’a pek değinilmemekte. Oysa İran da diğer ülkeler gibi Afrika ile ilişkilerini farklı strateji ve amaçlar için geliştirmeye çalışmakta. Sudan, Tanzanya, Senegal, Kongo ve Nijerya gibi ülkeler İran’ın Şia ideolojisi yaymaya çalıştığı ülkelerin başında gelmekte.

Nijerya’nın Zaria şehrinde yaşayan Molla Zekzeki oldukça popüler bir isim. Ülkede Şii cemaatin temsilcisi konumunda. Nijerya İslam Hareketi’nin lideri aynı zamanda. Taraftarları ile düzenli toplantılar düzenliyor, halka açık konuşmalar yapıyor. Afrika’nın başka ülkelerini gezerek konferanslar veriyor. Konuşmalarında özellikle İsrail terörüne değinerek Filistin’de yaşananlara dikkat çekiyor. Zekzeki Afrika’daki Şiiliğin sembol isimlerinden. Nijerya’daki Şii nüfusun 5-10 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Afrika’nın genelinde ne kadar Şii nüfusu olduğunu öğrenmek ise neredeyse imkansız. Bu konuda yapılmış bir çalışma ya da nüfus sayımı bulunmuyor.

Şiiliğin Afrika’da yayılımı çok yönlü bir realite. Tarihsel olarak Umman üzerinden İsmaili tarikatının Tanzanya-Kenya kıyılarına ulaşarak sonrasında iç bölgelere yayılma gerçekleşmiş. Lübnan’dan Afrika ülkelerine yerleşen göçmenler üzerinden de bir yayılma söz konusu. İran merkezli kültürel, eğitim, ticaret gibi faaliyetler üzerinden de belli bir ideolojik Şii yayılmacılığı söz konusu. 1979 yılında gerçekleşen İran Devrimi’nin de sempatizan topladığı ve Şiiliğin yayılımında etkilerinin olduğuna değinmek gerekir.

İran kültür merkezlerinin etkinliğine ilk olarak Sudan’da şahit olduğumu söyleyebilirim. Başkent Hartum’da apartman blokları arasında 1988’den beri hizmet veren merkez halktan her kesime hizmet vermekteydi. Dil eğitimi, film gösterimi gibi kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği merkez Şii propagandanın enstrümanlarından biri sadece. Buna benzer bir merkezi Burundi’nin başkenti Bujumbura’da da görmüştüm. Toplamda sadece 100-200 kişilik bir Şii nüfus için oldukça görkemli sayılabilecek bir merkez faaliyetteydi. Bina hem ibadethane hem de kültür merkezi olarak kullanılmaktaydı.

Senegal Müslümanlarının da %7’sinin Şii olduğu tahmin edilmekte. Şiiliğin etkili olduğu ülkelere Güney Afrika’yı da eklemek gerekir. Tanzanya, Benin ve Kongo’da da hatırı sayılır Şii azınlık bulunmakta.

İran her yıl Afrika ülkelerinden öğrencilere burs imkanı vererek İran üniversitelerinde eğitim almalarını sağlıyor. Bu programla sıkı bir eğitimden geçen gençler geri döndüklerinde İran’ın gönüllü neferleri haline gelmekte. Bu program Afrika’da Şii ideolojinin yayılmasında önemli bir araç.

İran’ın Afrika’ya ilgisine gelince bunu birkaç başlıkta irdelemek gerek. Öncelikli olarak İran nükleer programı nedeniyle arkasındaki uluslararası desteği arttırmak ve Afrika ülkelerinden bu konuda destek almak istiyor. Aynı zamanda bu program için uranyum ihtiyacı bulunmakta. Nijer, Namibya, Kongo uranyumun zengin olduğu Afrika ülkelerinin başında geliyor. Afrika ile ikili ilişkilerinde nükleer teknoloji transferi umudu aşılayan İran uluslararası baskıları azaltmak ve uranyum tedarik edebilmek için Afrika ülkeleriyle ilişkiler kurmakta.

Kızıldeniz’de yaşanan istihbarat toplama faaliyetlerinin dışında kalmak istemeyen İran burada da etkili olmaya çalışmakta. Amerika’nın Cibuti üzerinden, İsrail’in Eritre üzerinden yürüttüğü askeri operasyon ve istihbarat toplama çalışmalarına benzer çalışmaları İran uzun süre Sudan üzerinden gerçekleştirmeye çalıştı. İran donanmasına ait gemiler sık sık Port Sudan limanını ziyaret ederek gövde gösterisi yaptı. İran’ın Sudan’nın Kızıldeniz’deki adalarında askeri üs kurma talebi ise 2012’de geri çevrildi. Suudi Arabistan’ı rahatsız etmekten korkan Sudan Şii yayılmacılığından rahatsız olsa da uluslararası baskılar ve kendine uygulanan ambargo dolayısıyla İran ile ilişkilerini iyi düzeyde yürütmeye çalıştı.

Ancak son zamanlarda İran-Sudan ilişkilerinin iyiye gittiğini söylemek zor. Geçtiğimiz yıl Sudan yetkili makamları İran’ın kültür merkezini kapattığını, diplomat ve ateşelerini ülkeden çıkarttığını duyurdu. Sunni İslam anlayışının hakim olduğu Sudan’da Şiiliğin yayılımı belli oranda herkesi rahatsız etmişe benziyor. Bu ani kararda içsel tepkilerden ziyade körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’dan gelen baskılar etkiliydi. Karşılığında ise gerilmeye başlayan Suudi Arabistan-Sudan ilişkileri düzelmeye başladı. Kızıldeniz üzerindeki heveslerini bırakacağa benzemeyen İran’ın alternatifleri ise Eritre ve Yemen. Yemen’de Şii gruplar üzerindeki nüfuzunu sürdüren İran diğer yandan da İsrail’in yakın partneri Eritre ile iyi ilişkiler geliştiriyor. Stratfor’un raporuna göre ilginç bir şekilde hem İran hem de İsrail’in Afrika’nın en kapalı ülkesi Eritre’de askeri üssü bulunuyor.


Nijerya’da yaşanan olay sonrasında İran dahil dünyanın çeşitli yerlerinden Şii gruplar açıklamalar ve protesto yürüyüşleri yapmakta. Molla Zekzeki’nin serbest bırakılması için özellikle sosyal medya üzerinden duyurular yapılmakta. Nijerya hükümeti konu hakkında resmi açıklama yapmazken şimdiden dünyanın değişik yerlerindeki Şiilerin tepkisini toplamış durumda. Şiiliğin lider ülkesi İran ile Afrika’nın en büyük ekonomisi Nijerya arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği ise Molla Zekzeki’nin akıbetine bağlı.     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder