İsyan Dalgası Sahra-altı Afrika’ya Yayılır mı?
Serhat Orakçı
Dünya Bülteni, Şubat 2011
Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gelişmelerin siyasi ve pisikolojik etkileri Afrika kıtasının her köşesine sinmeye başladı. İlham perileri ezilmiş halklara cesaret fısıldarken koltuğunu korumaya çabalayan devlet başkanları oldukça tedirgin görünüyor. Afrika uzamanları Mısır ve Libya benzeri ayaklanmaların Afrika’nın genelinde başlayıp başlamayacağını anlamaya çalışıyor. Sorulan soru şu: Sıra kimde? Zimbabve mi Kamerun mu? Peki gelişmişlik düzeyi, internet kullanımı, okuma-yazma oranı, etnik ve dini yapı bakımından büyük farklılıklar arzeden Sahra-altı Afrika’da gerçekten halk protestoları ile iktidarların el değiştirmesi mümkün mü?
Kuzey Afrika’da yaşanan gelişmeler Sahra-altı Afrika’da halk bazında yakından takip ediliyor. Özellikle Mısır’da Hüsnü Mubarek’in devrimesiyle diğer ülkelerde de ufak çaplı gösteri ve protestolar düzenlendi. Libya lideri Kaddafi’nin devrilmesi halinde ise etkilerinin Afrika’da daha geniş olacağı tahmin edilirken diğer ülkelerdeki halk gösterilerinin artması bekleniyor.
İşsizlik oranının %59’larda seyrettiği Cibuti’de geçen Cuma halk sokağa döküldü. Gösterilerin ikinci gününde iki kişi ölürken muhalif parti liderleri tutuklandı. Amerika’nın ve Fransa’nın askeri üstü bulunan ülkede internet kullanım oranı sadece %3. Halkın büyük sefalet içinde yaşadığı ülke 1999’dan beri İsmail Ömer Gülle tarafından yönetiliyor.
Rober Mugabe’nin baskı rejimi altında inleyen Zimbabve halkı bugünlerde cesaretini toplamaya çalışıyor. Muhalif gruplar ülkede isyanın başlaması için lobi yaparken hükümette boş durmuyor. Son olarak 53 kişi Mısır ayaklanmasının video kayıtlarını izlerken tutuklandı. Facebook’da açılan “Mugabe Must Go” tarzı grupların ise internet erişiminin %13 olduğu ülkede büyük destek gördüğünü söylemek zor. Uzmanlara göre ise böyle isyan hareketine polisin tepkisi sert ve kanlı olacak; bunu bilen halk cesaret edecek halde değil.
Geçen hafta Uganda’da yapılan başkanlık seçiminde iktidar el değiştirmezken seçimde hile olduğunu iddia eden ana muhalefet partisi halkı ayaklanmaya çağırdı. 25 yıldır ülkeyi yöneten Yoweri Musaveni %68 oy alırken Amerika seçim sonucunun Uganda halkının iradesini yansıttığı belirterek tebrik mesajını iletti.
Kamerun’da muhalif gruplar ve işçi birliklerinin bugün Devlet Başkanı Paul Biya’yı istifaya çağırmak için toplanması bekleniyor. Organizsyonun yeterince iyi yapılmadığını savunan görüşlere göre ise gösterilerin taraftar toplaması zor görünüyor. Ana muhalefet gruplarının bile açıktan protesto çağrısı yapmadığı ülkede Paul Biya yandaşları ülkenin istikrar ve gelişme yolunda olduğu tezini savunuyor.
Mısır’ın peşinden Sudan’da da ufak çaplı bazı öğrenci gösterileri oldu. Sayıları yüzü aşmayan göstericiler halk genelinden destek göremezken Devlet Başkanı Ömer El Beşir bir sonraki seçimde aday olmayacağını açıkladı. İktidardaki Ulusal Kongre Partisi kararın ülkede yaşanan reform süreciyle ilgili olduğunu Mısır ve Libya ile alakası olmadığını duyurdu.
Senegal, Gabon, Etiyopya ve Gana’da halk ayaklanmasının muhtemel göründüğü riskli ülkeler arasında.
Sahra-altı Afrika ülkelerinin Kuzey Afrika ile kıyaslandığında yapısal farkları olduğu muhakkak. Gelişmişlik düzeyi, internet kullanımı, okuma-yazma oranı, etnik ve dini yapı büyük farklılıklar arzediyor. Mısır isyanında büyük rol oynayan twitter ve facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin Sahra-altı Afrika’da bu tarz bir rol oynaması mümkün görünmüyor. İnternet kullanım oranın %10’ların altında seyrettiği ülkelerde internet üzerinden organizasyonlar yapılması ve destek çağrılarının yapılması mümkün görünmüyor. Benzer şekilde kimi ülkelerde şehirleşme oranı da oldukça düşük.
Kuzey Afrika’da yaşananlar diğer Afrika halkları için büyük bir ilham kaynağı oldu kesin. Kişisel görüşüm Tunus-Mısır-Libya tarzı halk ayaklanmalarının Sahra-altı Afrika ülkelerine halk geneline yayılmayacağı yönünde. Buna karşın muhalif kesimlerin seslerini artık daha gür duyurabileceğini düşünüyorum.
Ama şurası muhakkak ki son günlerde Kuzey Afrika’da yaşanan dönüşüm Afrika kıtasının geleceği için bir dönüm noktasıdır. Bu dönüşümün kıta geneline nasıl yayılacağını birlikte göreceğiz. Ezilmiş halklar, kişisel tavır ve davranışların politik areneda ne kadar etkili olabildiğini dahası birlik ruhunun baskıcı rejimleri nasıl zora soktuğunu bir kez gördüler.