ORTA AFRİKA’YI UNUTALIM!
Serhat Orakçı
İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi
http://www.ihhakademi.com/orta-afrikayi-unutalim/
Bu yazıda rakamlar vermeyeceğim!
Şu kadar öldü bu kadar göçtü demenin anlamı yok! Orta Afrika Cumhuriyeti’nde
yaşanan şiddet olayları utanç verici boyutlarda devam ediyor. İnsanın kanını
donduran akıl almaz görüntüler gelmeye devam ediyor. Ülkede Müslümanlara
yönelik sistematik bir katliam programı sürdürülüyor. İnsani krizin boyutları son
aylarda inanılmaz bir boyuta ulaştı. İslam dünyası ise doğal taraf olduğu bu
krizi görmemedeki ısrarını anlamsız biçimde sürdürüyor.
2013 yılı içerisinde bir takım
siyasi olaylar yaşandı Orta Afrika’da. Seleka Koalisyonu diye isimlendirilen
silahlı bir grup François Bozize iktidarını devirerek başa geçti. Kasası
sıfırlanmış, batık bir devlet almışlardı aslında. Durumu düzeltmek, adil bir
ekonomik paylaşım gerçekleştirmek gibi seküler söylemlere sahiptiler. Yani
ortada el-Kaide yoktu! Çevre ülkelere ve İslam ülkelerine işbirliği çağrıları
yaptılar. Beklenti büyüktü; İslam ülkeleri ellerinden tutacak sosyo-ekonomik
kalkınma adımları atılacaktı. Ancak kısa sürede bunun bir hayal olduğu ve daha
kötüsü Orta Afrika’nın İslam ümmetinin hafızasında yerinin olmadığı anlaşıldı.
Koca bir ümmet Orta Afrika’da yaşayan Müslüman halktan habersizdi.
Azınlık durumundaki Müslümanların
iktidara talip olması Afrika realpolitiğinde yeri olmayan sıra dışı bir
durumdur. Afrika’yı idare eden küresel güçlerin (ABD, Avrupa ve İsrail) asla
kabullenemeyeceği bir durumdur. Tam tersi olabilir ve olmalıdır da. Azınlık
Hıristiyan zümrenin yönetme hakkı her zaman vardır ve sorgulanmaması gereken bu
hak doğal bir meşruiyet oluşturur. Batılıların garantisi altındadır.
Orta Afrika’da seküler olsa bile
azınlık Müslümanların idaresi asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Başka
ülkelerdeki Müslüman halklara cesaret verebilecek, onların aklını
karıştırabilecek bir örnek teşkil edebilir. Uganda, Tanzanya, Kenya, Kamerun,
Nijerya gibi ülkelerde bu tutumun tekrarlanması ihtimali doğabilir. Bu
Hıristiyan alemine büyük bir darbe vurabilir. O yüzden böyle bir kalkışmanın
çok çok ağır bir şekilde cezalandırılması gerekir. Müslümanların bu yönde bir
beklenti, umut ve tasavvurunun tamamen yok edilmesi gerekir.
Bugün Orta Afrika’da yaşanan
durum bize bunu net olarak göstermektedir. Bir takım Hıristiyan çeteler
inanılmaz şiddet olayları ile Müslümanları katletmekte adeta tüm İslam alemine
mesaj geçmektedirler. Bu saldırılar örtük bir şekilde bizim coğrafyamıza
yapılmaktadır. Kabul etsek de etmesek de biz bu meselenin doğal tarafıyız.
Medya kışkırtmaları ve politik oyunlarla iki din çatıştırılmak istenmektedir.
Bu çatışmayı önleyen tek unsur Müslümanların sağduyusudur ve hala bizden
umutlarını kesmemeleridir. Bunca olaya rağmen hala şiddet olaylarına
bulaşmamaları başka nasıl açıklanabilir ki?
Batı medyasının dile getirdiği,
yani şiddet olaylarının Müslümanlar tarafından başlatıldığı ve Balaka denen
çetelerin savunma refleksinden doğduğu temel argümanını çöpe atın! Bu
manipülasyon bilinçli şekilde yapılmaktadır ve kafaları karıştırmayı
hedeflemektedir. Bu izah tarzının amacı şiddet olaylarından Müslümanları
sorumlu tutmaktır. Ancak gerçek tüm çıplaklığıyla önümüzde durmaktadır. Orta
Afrika’da sistematik şiddete uğrayanlar Müslümanlardır ve bu zulme alet olanlar
terörize olmuş aşırı dinci Hıristiyan gruplardır. Seleka’nın tasfiyesi ve
Müslümanlar idarenin sona ermesine rağmen saldırılar son sürat hala devam
etmektedir.
Eğer bizler doğal olarak taraf
olduğumuz bu tramvayı önlemek için şimdi harekete geçmeyeceksek ne zaman
harekete geçeceğiz? İslam İşbirliği Teşkilatı buradaki Müslüman halkların
onurunu ve haklarını korumaktan sorumlu değil mi? Afrika Açılımı yapan Türkiye
sadece açılım yaptığı bazı ülkelerdeki insani krizlere mi duyarlı? Harekete
geçmek için illa 94 Ruanda katliamı mı yaşanması gerekli? Bu sorulara samimi
cevaplar vermemiz gerekir. Orta Afrika’da katledilen Müslümanlar var ve onlar
önce Allah’tan sonra bizden hala umutlarını kesmediler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder